Resmi temaslarda bulunmak üzere Tahran’a giden Türkiye dışişleri bakanı Ahmed Davutoğlu, İran’la ortak kaygıları taşıyoruz dedi
Türkiyə Servisi/Aran Agentliyi
Arannews(Türkçe servisi) Resmi temaslarda bulunmak üzere Tahran’a giden Türkiye dışişleri bakanı Ahmed Davutoğlu, İran’la ortak kaygıları taşıyoruz dedi.
Mehrnews’in konuyla ilgili haberinde, Tahran temasları kapsamında ev sahibi İran dışişleri bakanı Menuçehr Muttaki ile bir araya gelen ve görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenleyen Türkiye dışişleri bakanı Ahmed Davutoğlu,“İran İslam Cumhuriyeti Tahran’da silahsızlanma konferansı düzenleyerek nükleer silahlara karşı olduklarını açık bir şekilde ilan etti”dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran’lı meslektaşıyla yaptığı müzakerelerin olumnlu geçtiğini ifade ederken, ikili ilişkilerin yanısıra taşımacılık, ekonomik ve politika meseleler üzerinde görüş alışverişnde bulunduklarını, Ankara’da düzenlenen ekonomik zirvesinde ikili ekonomik ilişkilerin 20 milyar dolar seviyesine kadar yükseltmesiyle ilgili alınan kararlara yönelik her iki ülkede de güçlü irade mevcut olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Irak’ın istikrarı İran ve Türkiye için önem araz ettiğinden bu ülkede yapılan gelen seçimler üzerinde de görüştüklerinin bilgisini verdi.
Konuşmasının devamında Tahran’da düzenlenen silahsızlanma konferansına işaret eden Davutoğlu, nükleer silahları konusunda iki ülkenin endişeleri ve tutumları ortak olduğunu dile getirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanı ayrıca, “Ben ve Türkiye Başbakanı Washinton zirvesine katıldık ve orada Obama ve Medvedev ile görüştük. Bu bağlamda, Obama ve Medvedev’in görüşlerini İran’a iletmeye gerek durdum”dedi.
Ahmet Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Dünya güvenliğine karşı hepimiz sorumluyuz ve İran İslam Cumhuriyeti Tahran’da silahsızlanma konferansı düzenleyerek nükleer silahlara karşı olduklarını açık bir şekilde ilan etti. Ayrıca, barışçıl nükleer enerjiye sahip olmanın herkesin hakkıdır”.
Nükleer silahları tüm dünyayı tehdit ettiğini belirten Davutoğlu, bu konu ile ilgili meselelerin yalnız diyalog ve müzakere yoluyla çözülebileceğini, ayrıca, askeri seçenekler veya ekonomik yaptırımların bu hususda işlevi olmacağını kaydetti.