Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, yeni seçilen milletvekillerinin göreve başladığı parlamentoda bir konuşma yaptı.
El Meyadin televizyonunun haberine göre Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak da sert sözler söyledi.
Konuşmasının başlarında Batı’nın Ortadoğu ülkelerine yönelik politikalarını eleştiren Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Batı’nın hiçbir demokratik katılımın olmadığı bölge ülkeleriyle olan ittifak ilişkisine değindi ve “bazı taraflar, Cenevre görüşmelerinde de dünyanın en gerici ülkelerinin kuyruğuna takıldılar” dedi.
Teröre destek veren ülkelerin Suriye’deki yeni siyasi sürece ve yeni anayasaya dair tutumlarına değinen Cumhurbaşkanı Esad, bazı ülkelerin Suriye’nin coğrafi bütünlüğünün korunmasına dair öneriler sunmakla birlikte Suriye vatandaşlarını etnik ve mezhebi bakımdan bölmeye çalıştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, yeni anayasada Suriye’nin iki önemli temeli olan ordu ile ülkenin çoğulcu kimliğinin hedef alındığını belirtti ve taifeci bir siyasi sistemin ülkenin vatandaşlarını birbirine düşman haline getirdiğini söyledi.
Cenevre müzakerelerine de değinen Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, “Müzakere masasında bizimle konuşan bir taraf bulamıyoruz. 2012’deki Cenevre bildirisi, Suriye’nin egemenliğini ve bir geçiş hükümetini vurguluyor. Birinci mesele olan ulusal egemenlikle çelişen ve bizim ilkelerimizin dışında olan her şey müzakere gündeminin de dışındadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, konuşmasında Türkiye’nin Suriye’ye yönelik tutumu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ hakkında çok sert ifadeler kullandı ve “Erdoğan planlarında başarısız olduktan sonra sürekli olarak Halep’e yoğunlaştı. Fakat Halep, kan dökücü Erdoğan’ın arzularının gömüldüğü bir mezar olacaktır” dedi.
Türkiye’yi sınırlarından Suriye’ye terörist göndermekle suçlayan Beşşar Esad, ülkedeki krizin çözümüyle ilgili olarak da “Kriz yalnızca terörün kökünün kazınmasıyla ve ülkenin her karış toprağının kurtarılmasıyla çözümlenebilir. Fakat terörizmin ortadan kaldırılması konusundaki bu karar, siyasi sürece inanmadığımız anlamına gelmiyor” dedi.