Sputnik’e konuşan Rus siyaset bilimciler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın dün Washington’da gerçekleştirdiği 20 dakikalık görüşmeyi ve iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi.
Aran Haber Agency: Uzmanlar, görüşmenin iki ülkeyi ileriye taşımadığını, ilişkileri de bozmadığını, iki liderin ittifaklarını pekiştirdiklerini ancak ABD’nin Ankara için en hassas iki konuda ise taviz vermediğini savundu.
NADEIN-RAYEVSKIY: ANKARA, ABD’NİN GÜLEN VE YPG KONUSUNDA TAVİZ VERECEĞİNİ UMUYOR
Rusya Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Viktor Nadein-Rayevskiy, Erdoğan’ın Washington ziyaretinin Türkiye açısından tarihi bir öneme sahip olduğunu, Ankara’nın 15 Temmuz darbe girişiminin bir numaralı sanığı Fethullah Gülen’in iadesi ve Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği YPG’ye silah desteği konularında ABD’nin taviz verebileceğini ümit ettiğini de kaydetti.
NADEIN-RAYEVSKIY: ERDOĞAN, TALEPLERİ KARŞILANAN SEVİNÇLİ SİYASETÇİ ALGISI OLUŞTURMADI
Nadein-Rayevskiy, “Görüşme sırasında Erdoğan, talepleri karşılanan, sevinçli bir siyasetçi algısı oluşturmadı. (ABD Başkanı Donald) Trump’ın her şeyden önce ABD-Türkiye arasındaki ittifak taahhütlerini ön plana çıkarmak istediği, ancak bunun için 20 dakikanın yeterli olmadığı hissediliyor” dedi.
Rus uzman, ABD’nin kendi yasalarını herhangi bir şekilde ihlal etmeyen Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’nin talebini karşılamaya hazır olmadığını kaydetti.
NADEIN-RAYEVSKIY:ASKERİ İLİŞKİLERİN BOYUTU DAHA DA GELİŞMİŞ GÖRÜNÜYOR
Görüşmenin başarısız olarak değerlendirilmesinin de yanlış olacağını aktaran Nadein-Rayevskiy, “Türklerin Suriye ve Gülen’le ilgili başlıca inisiyatiflerine destek bulamadıkları, yine de Washington ile Ankara arasındaki askeri ilişkilerin boyutu, öncekine göre daha da geliştiği gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
LUKYANOV: GÖRÜŞMENİN KISA SÜRMESİ ANLAMLI
Öte yandan Rusya Sivil Toplum, Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov, iki liderin gerçekleştirdiği görüşmenin kısa sürmesinin anlamlı olduğunu belirtti.
Lukyanov, “Zaman, tam olarak ilişkilerin ve bağlantıların korunduğunu ve aynı zamanda başlıca ihtilaf konularının tartışmaya kapalı olduğunu ifade etmeye yetti. Bana göre bu durum, Türklerin özellikle merak ettikleri konunun tartışmaya açık olmadığını gösteriyor” diye konuştu.