tarih : 2017 Sunday 27 Aug
şifre 41127

Ali Haydar Haksal-Yorum

Türkiye’de yeni türeyen “varlıklı” kesim, Müslümanları utandırıyor

'Liberal ve Batıcı kesimin Müslüman görünümlüleri varlıklı olduklarından birçok şey kendilerine mübah'
Aran Haber Agency: Milli Gazete köşe yazarı Ali Haydar Haksal, 'Başörtülü Kadınlar Üzerinden Sosyal Olayları Değerlendirmek' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Milli Gazete köşe yazarı Ali Haydar Haksal, 'Başörtülü Kadınlar Üzerinden Sosyal Olayları Değerlendirmek' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Haksal bugün yayımlanan yazısında, 'Erkeklerin konumlarını belirleyen bir dış görünüm yok. İslâmî düşünüşlü bir erkek ile liberal, milliyetçi, solcu arasında çok da bir fark yok. Geçmiş zamanda badem bıyıklılar ya da terbiye edilmiş sakallılar az çok tanımlayıcı idi. Ya da üniversite gençliğini tanımlayan kimi nesneler vardı. Solcular Cumhuriyet gazetesi, İslâmcılar Yeni Devir, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Büyük Doğu, ülkücüler Her Gün, Mücadeleciler Milli Mücadele dergisi taşırlardı.Gençlerin tercihleri artık pek belirgin değil. Ellerinde zevk ve onur ile taşıyacakları gazete ve dergileri yok. Görünürde belli bir kamplaşmadan da söz edilemez. Geriye bir tek özel giysili başörtülüler kalıyor. Onların değişim ve yayış biçimleri bu ortamda tartışma konusu oluyor.' ifadelerinde bulundu.
Yazının tamamı şu şekilde:
Müslümanların duyarlılığı, yaşanmışlıkları ve değişimleri daha çok kadınlar üzerinde fark ediliyor. Giyim, kuşam, davranış ve yaşayış biçimleri onların üzerinde gözlemleniyor. Bu da ciddî bir tartışma konusu oluyor. Tartışmalar ise kaotik bir durum oluşturuyor.
Müslümanların yaşayış biçimleri ve kimlikleri daha çok onlarda belirgin. Bu da başörtüsü ve örtünme ile belirginleşiyor. Sokakta, toplu taşıma araçlarında, gündelik hayatta. Sanki sadece onlar İslâm’ı temsil ediyor gibi bir görünüm var. Çünkü erkeklerin konumlarını belirleyen bir dış görünüm yok. İslâmî düşünüşlü bir erkek ile liberal, milliyetçi, solcu arasında çok da bir fark yok. Geçmiş zamanda badem bıyıklılar ya da terbiye edilmiş sakallılar az çok tanımlayıcı idi. Ya da üniversite gençliğini tanımlayan kimi nesneler vardı. Solcular Cumhuriyet gazetesi, İslâmcılar Yeni Devir, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Büyük Doğu, ülkücüler Her Gün, Mücadeleciler Milli Mücadele dergisi taşırlardı.Gençlerin tercihleri artık pek belirgin değil. Ellerinde zevk ve onur ile taşıyacakları gazete ve dergileri yok. Görünürde belli bir kamplaşmadan da söz edilemez. Geriye bir tek özel giysili başörtülüler kalıyor. Onların değişim ve yayış biçimleri bu ortamda tartışma konusu oluyor.
Bunları kategorilere ayırmada yarar var. Seküler ve burjuva kesimi. Bunlar muhafazakârların üst tabakası. Liberal ve Batıcı kesimin Müslüman görünümlüleri. Varlıklı olduklarından birçok şey kendilerine mübah. Rahat yaşama biçimleri bir kültürüdür onların. Rezidanslar, villalar, yazlıklar, lüks arabalar ve daha modern bir yaşama biçimi tercihleri. Bunlar hacca, sık sık umreye giderler. Kredi kartı mutlaka kullanırlar, bankasız işlem yapmazlar. Orta halliler de bürokrat, memur, maaşlı ve biraz daha varlıklı. Diğer kesimde de bu var, aralarında pek bir fark yok. Yaşam biçimleri biraz farklı.
Alt katmandakiler zaten hep aynı. Onlar daha samimi bir yaşama mecburlar. İdealist kesim, bunlar ne yazık ki azınlıkta. Büyük savrulma karşısında etki altındadırlar, ama direniyorlar ama belli bir hayat tercihinde ısrar ediyorlar.
Böyle bir ortamda kadınlar üzerinde yapılan kimi tartışmalar oldukça yersiz ve haksız. Toplu taşıma araçlarında, örneğin başörtülü bir genç bayanın elinde sıradan, polisiye ya da popülerliği temsil eden bir yayının bulunması elbette dikkat çekiyor. Makyajları ve sokakta rahat davranışları, sigara içişleri, erkeklerle sarmaş dolaş olmaları da dikkat çekiyor. Erkekleri ayırt edemediğimiz için onların ne yapıp ettiklerini çok da fark edemiyoruz. Değişim sadece kadınlar üzerinde yaşanmıyor. Kadınlar kadar erkekler üzerinde de yaşanıyor.
Dikkatimizi çeken bir hususu özellikle belirtmek durumundayız. Seküler muhafazakâr erkeklerin çok da başörtülü bayan tercihleri yok. Hatta bunun içinde eli kalem tutan az çok entelektüel olanların çocukları da var. Kız çocukları başörtülü değil, böyle bir ısrarları görünmüyor. Diğerlerinden hiç de farklı değildirler. Bu durumda karşı tarafı ürkütecek bir başörtü ideolojisinin keskinliğinden söz edilemez. Örtünme, direnme ve var olma alanıydı.
İslâmî düşünüşü olmayan kimi karşı kesimin erkekleri de başörtülü bayanları tercih ediyorlar. Bunun nedenleri de var elbette. Başörtülü bayanlar üzerinden vurmak çok da sağlıklı bir yaklaşım olmuyor. Toplumsal değişim birbiriyle paralel ve özdeş. Bayanların dış görünümü hızlı değişimi daha belirginleştirdiği için onların üzerinde değerlendirmeler yapılıyor. Bu, hem eksik hem yanlış. İdealizmin, samimiliğin, içtenliğin azaldığı bir süreç. Bu hem bayları hem bayanları etkiliyor. Bayanların süslenme, giyim kuşamdaki titizlik ve farklılıkları elbette var ve etkili, hatta konumu belirleyici.
Bayanlar erkeklerden daha çok okuyorlar, bunu fark ediyoruz. Gündelik hayatın içinde yer alma çabası içindedirler. Bu da ister istemez sınırlarını zorluyor ve kapılıyorlar.
Hemen her şey birbiriyle bağlantılı. Biri diğerinden ayrı tutulamaz. Farklılık hayat tercihindeki ısrar ve arzu. Müslüman olma bilinci ve buna bağlı yaşama tercihi önemli.
fha
  • yazılmış
  • ...de 2017 Sunday 27 Aug
  • tarafından مدير سايت Aran News