Kazakistan’ın başkenti Astana’da, Suriye’deki ateşkesin garantör ülkelerinin heyetleri arasında yeni toplantı gerçekleşti. Sayıca 20. olan bu görüşmenin son kez Astana’da yapılıyor olması beklenmedik bir sürpriz oldu. Böylelikle Suriye çözümünün önemli aşamalarından biri sona erdi ve Şam'ın bölgedeki izolasyonuna son verildi.
tr.arannews.com :Etkinliğini defalarca kanıtlayan Astana formatı, çalışmalarına yeni platformda devam edecek. Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nin Suriye üyesi Kirill Semenov, Sputnik’e verdiği demeçte, bu platformun Kahire olabileceğini belirterek konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Suriye ateşkesinin garantör ülkelerinin temsilcileri gerçekten de sonuncu kezdir Astana’da toplanıyor. Ama bu Astana formatının sona erdiği anlamına gelmez. Bu format kapsamında çözüm bekleyen çok sayıda sorun var. Suriye çözümü kapsamında yeni aşamanın başlıyor olduğunu söyleyebilirim. Kanaatimce bu toplantıları bir Arap ülkesinde yapmak uygun olur. Misal, Mısır’da. Suriye Anaya Komitesi’nin toplantılarının başlarda Mısır’da yapılması planlanıyordu, ama Maskat’ta yapılmasına karar verilince Kahire münhal bir platform haline geldi. Arap ülkeleri arasında Mısır, Astana Üçlüsü toplantıları için muhtemelen en uygun olanı. Bu, Türkiye için kesinlikle artı olur, çünkü bu format sadece Suriye ile ilişkilerin normalleşmesine ve bağların yeniden kurulmasına değil, aynı zamanda Mısır ile işbirliğinin güçlendirilmesine de katkıda bulunur.”
Semenov, Suriye çözümünde ilerlemeyle ilgili şunları söyledi:
“Astana formatındaki gündemin ana maddelerinden biri de Ankara ve Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik yol haritası. Bu konuda, aralarındaki kutuplaşma, Türk askeri birliklerin Suriye’den çekilmesiyle ilgili duruşlarından kaynaklanıyor. Bence bu sorun, sadece Türk ordusunun çekilmesini talep etmekle veya Suriye muhalefeti üzerindeki güvenlik şemsiyesinin kaldırılmasıyla değil karmaşık şekilde çözüme kavuşturulmalı. Beşar Esad’ın muhalif gruplara hangi garantileri sunabileceği, bu grupların nasıl Suriye ordusuna entegre edileceği ve yerel meclislerin ve diğer sivil kuruluşların Şam’la nasıl etkileşeceği düşünmeli. Tüm bunlar henüz belirsiz. Dolayısıyla bu sorunların, her bir madde üzerinde anlaşma sağlanarak çözüme kavuşturulması gerekiyor. Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesinin geleceği ve genel olarak Suriye çözümünün geleceği aslında buna bağlı.”