İslam Devriminin Lideri, Uzmanlar Meclisi'nin altıncı döneminin başlaması vesilesiyle yayınladığı mesajda şu vurguyu yaptı: Uzmanlar Meclisi, İslam demokrasisinin bir tezahürüdür ve bu da İran İslam Cumhuriyeti'nin en açık işareti ve tanıtıcıdır.
tr.arannews:Tesnim Haber - İslam Devrimi'nin Lideri Ayetullah Hamanei, Uzmanları Meclisi'nin altıncı oturumunun başlaması vesilesiyle yayınladığı mesajda, bu toplantıyı İslami demokrasinin simgesi olarak nitelendirdi. Kur'an ve İslam bilgilerinin ‘şeriat ve akıl’ ile ‘gayb ve şuhud’u aynı yönde inşa etme yönünde akılcı bir şekilde planlanmasına dikkat çeken Seyyid Ali Hamanei din karşıtı veya agnostik sistemlerin acı gerçeklerine dikkat ederek, tüm dünyanın uyanmış vicdanlarını, kapsamlı ve istikrarlı bir İslami yönetim planı üzerinde düşünmeye çağırdı.
Konuşmasına helikopter kazasında şehit olan Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet için taziye dilekleri ile konuşmasına başlayan Devrim Lideri Rehber Hamanei’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bu meclis, milletin gücüyle belirli aralıklarla güçlendirilen demokratik İslam sisteminin ana temellerinden biridir ve sistemin sağlığını ve devamlılığını garanti altına alır. Bu parlamentonun saygın ve seçilmiş üyeleri, Allah'ın takdiri ve milletin çabalarıyla, sistemin liderliğinin çelik zincirinin güçlendirilmesinde en güzel rollerden birini üstlenme fırsatı buldular.
Uzmanlar Meclisi İslam demokrasisinin simgesidir; ölçütleri islami ve halk tarafından seçilen bu meclisin Liderin İslami standartlara göre seçilmesi, bu meclisin sorumluluğundadır. İran İslam Cumhuriyeti'nin en açık işareti ve tanımlayıcısıdır.
İslam sisteminde yönetim, insanlık ve hedefler ilahidir. Amaç, insanın adaleti ve onuru, yeryüzünün iyileştirilmesi, zamanın bereketi, nihayi olarak tevhidi hayat ve insanın Allah'a yakın olmak için yükselişidir. Yöntemler ise kolektif akıl ve tecrübeden yararlanmak, düşünceleri, dilleri, etkili güç ve insanların istikrarlı adımlarıdır.
Bu, Kur'an ve İslam ilminin takipçilerine hediye ettiği zekice bir plandır ve bu plan içerisinde şeriat ile akıl, gayb ile şuhud iç içe yoğrulmuş ve hizalanmıştır.
Bu, makro politikalar alanında şaşırtıcı ve ilgi çekici bir olgudur ve din karşıtı veya agnostik sistemlerin acı gerçeklerini yansıtarak, cazibesini her geçen gün artırmaktadır.
Dünyanın her yerindeki uyanmış vicdanlara genel davetimiz, adalet ve özgürlük iddiasında bulunan ancak dini maneviyata yabancı olan sistemlerin başarısız deneyimlerine bakmaları; baskı, ayrımcılık ve artan yolsuzluk, ahlaki güvenliğin yok edilmesi, ailenin temellerinin zayıflaması ve kadının onurunun çiğnenmesi, eş ve anne statüsünün bozulması ve medyadaki gerçek uyandırıcı bilgiler karşısında alınan önyargılı cephenin baskısını görmeleri; Bu münafık, ikiyüzlü ve taguti sistemlerin etki alanındaki daha birçok diğer karanlık kör noktayı görüp, İslam yönetiminin kapsamlı ve istikrarlı planı üzerinde düşünmeliyiz.
Bugün Gazze’deki gaspçı Siyonist rejimin vahşi soykırımı ve binlerce savunmasız çocuk, kadının öldürülmesi ve ardından bu sözde hükümetlerin desteği; Batılı liberaller, bu kana susamış kurta desteğiyle, Batı özgürlüğünün ve insan haklarının ne anlama geldiğini uyanmış vicdanlar için açığa çıkarıyor.