İran’ın Birleşmiş Milletler nezdindeki temsilcisi, İsrail rejiminin İran’a yönelik, gelişmiş silah sistemlerinin Lübnan’a kaçırıldığına dair temelsiz suçlamalarını, Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupla kesin bir şekilde reddetti.
tr.arannews:tesnim haber-İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler nezdindeki büyükelçisi ve temsilcisi Emir Sadık İrevani, New York'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreterine gönderdiği mektupta, İsrail temsilcisinin İran'a yönelik iddialarını reddetti. Mektup, İsrail temsilcisinin 13 Ocak 2025 tarihli mektubuna (S/2025/28) cevaben gönderilerek "İran İslam Cumhuriyeti'ne "İran'dan Lübnan'a gelişmiş silah sistemlerinin açıkça 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararına aykırı olarak kaçırıldığı" yönünde temelsiz ve yanlış suçlamaları yapılıyor. İran İslam Cumhuriyeti, bu asılsız suçlamayı şiddetle reddetmektedir." ifadelerine vurgu yapıldı.
Bu mektupta ayrıca " Bu suçlama, İsrail rejiminin 1701 sayılı Güvenlik Konseyi kararını defalarca ihlal etmesi ve Lübnan ile ateşkes düzenlemelerine kayıtsız kalmasının bahanesidir. İsrail rejiminin, 60 günlük ateşkesin ardından Lübnan’ın güneyinden çekilme taahhütlerini yerine getirme niyeti bulunmamaktadır. Aksine, bu tür temelsiz suçlamalar ortaya atılmakta, böylece Lübnan topraklarının yasa dışı işgali meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
İran İslam Cumhuriyeti, Güvenlik Konseyi'nden güçlü bir tutum sergilemesini ve Siyonist İsrail rejimini, taahhütlerini yerine getirmeye zorlamasını talep etmektedir. Güvenlik Konseyi, bu rejimi ateşkes düzenlemeleri ve 1701 sayılı karar kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeye, Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne karşı işlediği ihlalleri derhal sonlandırmaya ve güçlerini Lübnan’ın güneyinden derhal çekmeye zorlamalıdır. Ciddi önlemler alınmaması, bu rejimi daha da cesaretlendirerek bölgedeki barış ve güvenliği tehdit edecektir." ifadeleri kullanıldı.
Bu mektup şu şekilde devam etti: " İran İslam Cumhuriyeti'ne atfedilen bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetler, tamamen temelsiz olup, İsrail rejiminin Filistin halkına yönelik Gazze’deki soykırım ve savaş cinayetlerini örtbas etmeye yönelik bilinçli ve planlı bir girişimdir. ABD ve Birleşik Krallık’ın bu suçlara sağladığı açık destek, İsrail rejimini bu suçları işlemekten muaf tutmuş ve daha da cesaretlendirmiştir. İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgedeki ilkeli tutumu, işgallerin sona erdirilmesi, adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesi ve Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının, uluslararası hukuk çerçevesinde garanti altına alınması gerektiği ilkesine dayanmaktadır."