tr.arannews:tesnim haber-İran için uranyum zenginleştirme yalnızca bir teknoloji değil, ulusal bir stratejidir. Yalnızca bilimsel bir strateji değil, ülkenin egemenliğinin ve bağımsızlığının bir garantisi. Sadecce hukuki ddeğil, küresel düzeni dengelemek için de stratejik bir araçtır. Bu teknolojiyi, şeffaflık ve uluslararası kurumlarla etkileşim çerçevesinde yerelleştirmeye devam etmek, İran'ın 21. yüzyılda güvenliğini, sürdürülebilir kalkınmasını ve aktif bir rol oynamasını sağlamak için kaçınılmaz bir gereklilik.
İslam Cumhuriyeti'ndeki uranyum zenginleştirme teknolojisi yalnızca sınırlı bir endüstriyel veya bilimsel süreç değil, aynı zamanda dört temel alanın kesiştiği noktada bulunan "çok boyutlu ve stratejik" bir olgudur: Bilimsel bağımsızlık, enerji güvenliği, yasal meşruiyet ve jeopolitik güç.
İlk olarak, bilimsel ve teknik açıdan, dünyada bilinen en karmaşık teknolojilerden biri olan uranyum zenginleştirme, nükleer fizik, hassas mühendislik ve vakum teknolojisi gibi temel alanlarda ülkenin bilgi altyapısının keyfiyetini sembolize eder. Bu teknoloji seviyesinin yerli olarak elde edilmesi, ülkeyi nükleer yakıt döngüsünün tamamını tasarlama, üretme ve işletme yeteneğine sahip yalnızca birkaç devlet arasına yükseltmiştir.
İkinci olarak, ekonomik ve endüstriyel boyutta, bu teknoloji bir dizi ileri endüstrinin önünü açmış, uzmanlaşmış istihdam yaratmış, dış bağımlılığı azaltmış ve araştırma reaktörleri için sürdürülebilir bir radyofarmasötik ve yakıt tedariki sağlamıştır. Yakıta içeriden erişim, reaktörlerin ekonomik verimliliğini ve operasyonel güvenliğini büyük ölçüde artırmış ve nükleer ve tıbbi araştırmaların genişletilmesine yardımcı olmuştur.
Üçüncüsü, uluslararası hukuk açısından önemidir: İran, NPT'nin 4. maddesine atıfta bulunarak ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın denetimi altında barışçıl nükleer programının yasal meşruiyetini koruyabilmiştir. Uluslararası hukuk çerçevesinde zenginleştirme hakkının ısrarla savunulması yalnızca bilimsel ve yasal egemenliğin bir örneği olmakla kalmayıp, aynı zamanda ayrımcı ve ötekileştirici bir teknolojik sistemle karşı karşıya kalan diğer bağımsız devletler için de ilham verici bir model haline gelmiştir.
Son olarak ise stratejik ve jeopolitik açıdan bakıldığında yerli ve milli zenginleştirme kabiliyeti İran'a yumuşak gücü artırmak, bölgesel etkiyi artırmak, müzakerelerde pazarlık gücünü güçlendirmek ve teknolojik caydırıcılık yaratmak için etkili bir araç sağlamıştır. Bu kabiliyet, İran'ın ortaya çıkan uluslararası düzende bağımsız ve teknoloji odaklı bir aktör olarak konumunu sağlamlaştırmaktadır.