tarih : 2017 Tuesday 14 Feb
şifre 39934

İran Arabistan İlişkilerinin Bölge Ülkelerine Yansıması

25 Ocak Çarşamba günü Kuveyt Dışişleri Bakanı ve Başbakan birinci yardımcısı Şeyh Sabah Halid El-Sabah Kuveyt Emirinin mesajını İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye ulaştırmak amacıyla Tahran'a geldi.
Aran Haber Agency:  Kuveyt Dışişleri Bakanı mesajla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: Bu mektubun içeriği Fars Körfezi ülkelerinin İran ile işbirlikleriyle ilgilidir. 
Yine konuyla ilgili olarak Halit El-Cabbarullah Kuveyt'te bulunan Avustralya Büyükelçiliğinde katıldığı milli gün dolayısıyla düzenlenen programda, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Arabistan ile İran arasında arabulucuk yapan 8 ülkeden biri olduğu yönündeki açıklamalarına vurgu yaptı. 
İran ile bazı Fars Körfezi Arap ülkeleri arasındaki ilişki Suudi Arabistan'a bağlılıkları sebebiyle bölgede İslami uyanışın başlamamasıyla değişime ve karmaşaya uğradı ve bu büyük karmaşayla bölgedeki anlaşmazlık zemini ve rekabat daha da büyüdü.
Bu iki ülke arasındaki çıkmazın en tepe noktası, öyle ki şuan krize dönüşmüş durumdadır, bu anlaşmazlığın nedenini geçtiğimiz yıl Umre merasimine katılan İranlı iki gence yapılan saldırıda, Şeyh Nemr'in idam edilmesinde ve aynı gün Arabistan'ın İran'ın Tahran ve Meşhed kentlerinde bulunan büyükelçiliğine ve konsolosluğuna yapılan saldırıda aramak gerekir. 
Suudi Arabistan ve Bahreyn'in diplomatik ilişkilerini sona erdirmesi de yine bu saldırının ardından gerçekleşti ve o dönem diğer bazı Arap ülkeleri Tahran'da bulunan büyükelçilerini geri çağırmıştı, elbette daha sonra Cibuti gibi bazı önemsiz ülkelerde ilişkilerini sona erdirdiler. 
Arabistan tarafından bitirilen Arabistan-İran ilişkileri iki ülke arasındaki soğuk savaşı şiddetlendirdi ve Bahreyn, Yemen, Suriye, Irak ve Lübnan'ı bu soğuk savaşta geçtiğimiz birkaç yıllık taraflar olarak tanımlayabiliriz. 
Bahreyn: Halife Hanedanı ve Suud Hanedanı için köz altındaki ateş
Bahreyn'deki halk kıyamının üzerinden 5 yıl geçmiştir ve bu inkılap şuan altıncı yılına girmektedir öyle ki, Halife Hanedanı Rejimi siper güçlerin ( BAE ve Arabistan askeri güçleri) Pakistan paralı askerleri ve İngiliz karar merciileri bu kıyamı bastırmaya kalkıştı ve inkılâp hareketini bastırmak amacıyla siyasi ve dini birçok önderi tutukladılar. 
Şuan Halife Hanedanı Rejimince tutuklu bulunan İnkılâbın en önde gelen yüzü Şeyh İsa Kasım ülkenin manevi lideridir ve 200 günden fazla bir süredir Halife Hanedanı Rejimi güçleri tarafından evinde hapis tutulmaktadır ve Bahreyn mahkemesince vatandaşlığı iptal edilmiş ve evinden çıktığı anda tutuklanacaktır. 
Halife Hanedanı her ne kadar bu hareketi kontrol ediyor görünse de ancak rejim tarafından işlenen cinayetler uluslararası camia tarafından birçok kez kınanmasına neden oldu öyle ki uluslararası arenada bu rejimi kınamak için birçok bildiri yayımlandı. 
Bahreyn'deki durum bir nevi köz altındaki ateşe dönüştü ve her an tekrar alevlenebilir özellikle de inkılapçılar geçtiğimiz 5 yıl boyunca barışçıl bir yol izlemektedir ve inkılapçılar Şeyh İsa Kasım'ın tutuklanması halinde başka bir yol izleyecekleri tehdidinde bulunmuşlardır. 
Şunu söyleyebiliriz ki Bahreyn Arabistan için bir kriz noktasıdır ve Arabistan bu krizi yönetmeyi başaramamıştır. 
Yemen: Arabistan'ın Vietnam'ı
26 Mart 2015'te Suudi Arabistan liderliğindeki bölge ülkelerinden oluşan koalisyonun Yemen'e "keskin fırtına" adı altında başlattığı hava saldırısıyla Arabistan'ın inkılâpçı Yemen halkına karşı savaşı başlamış oldu. 
Bu operasyon Mensur Hadi hükumetini desteklemek, Ensarullah'a karşı ve başkent Sanaa ve Yemen'in Kuzey bölgelerinin kontrolü elinde bulunan Yemen eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in desteği ile başladı. 
Arabistan'ın hesaplamalarına göre operasyon kısa bir sürede sona erecekti ve inkılâpçıları vazgeçirmek ve evlerine geri döndürmek için Mensur Hadi'yi tekrar iktidara taşıyacaklardı. 
Yemen halkına karşı başlatılan savaşın üzerinden 2 yıl geçmesiyle, 12 bin kişinin ölümü ve 20 bin kişinin yaralanması sonucuna ulaşıldı ancak Arabistan hiçbir hedefine ulaşamadı. 
Henüz Mensur Hadi yönetime geri dönmedi, Yemen direnişi sadece teslim olmamakla kalmadı hatta şuan Arabistan sınırlarında Suudi askerlerle savaşıyorlar ve onlara kayıplar verdiriyorlar ve Arabistan sınırına etki ediyorlar ve yine direniş füzeleri Arabistan topraklarının içine kadar etki etmektedir. 
Elbette şunu söyleyebiliriz ki Arabistan 2 yılın ardından hiçbir hedefine ulaşamadı ve her geçen gün Yemen bataklığınında biraz daha batmaktadır. 
Lübnan: 2 yıllık çekişmenin ardından direnişin isteklerinin yerine getirilmesi 
Lübnan'da Aralık 2015'te Sait Hariri yeni hükumeti kurmakla görevlendirildi ancak ay sonuna kadar hükumet kurulamadan yönetilmesi olayı bu ülke için büyük sorunlara neden oldu. 
Ve yine hükumetin kurulma sürecini başlatmak için Mişel Avn'ın cumhurbaşkanı olarak seçilmesi yine Aralık ayının sonundaydı ve Ocak ayında Lübnan hükumeti kuruldu. Burada önemli nokta şudur; bu sürecin başlamasının uzun sürmesinin nedeni, 14 Mart hareketi ile bölgesel destekçisinin yani Arabistan'ın direniş taraftarlarından oluşan 8 Mart hareketiyle olan anlaşmazlığıdır ve bu durum iki tarafın adaylarının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sorunlarla karşılaşmalarına sebep oldu. Bu arada direnişin adayı olan Mişel Avn cumhurbaşkanlığına seçildi ve Sait Hariri kabineyi kurmakla görevlendirildi. 
Avrupalı ve uluslararası birçok gözlemci tarafından Mişel Avn'ın cumhurbaşkanlığına seçilmesi Lübnan'da direnişin 8 Mart ile 14 Mart hareketleri arasında ve yine Arabistan ile İran arasındaki bölgedeki başarısı olarak değerlendirildi. 
Irak: Suudi büyükelçinin sınırdışı edilmesi ve Riyad-Bağdat ilişkisinin zayıflaması
Irak, Saddam Hüseyin'in devrilmesi ve Amerikan askerlerinin ülkeden çıkmasının ardından İranla ilişkilerin görülmemiş bir şekilde ilerlemesine şahit oldu. Bu işbirliği siyasi, askeri ve ekonomik alanda öyle bir ilerledi ki bazı bölge ülkelerini perişan etti. Şuanda iki ülkede İran ile Iraklı üst düzey siyasilerin ziyaretleri normalleşmiş durumdadır ve Türk komşu ile ekonomik işbirliğinde de çok az anlaşmazlık vardır. İran'ın Türkiye ile işbirliği 14 milyar dolar değerindedir ve İran'ın Irak ile işbirliği yaklaşık 13 milyar dolar değerindedir.
Arabistan uzun süren bir çekişmenin ardından Irak'taki gerçeği kabul etti ve stratejisini yeni bir taktikle ilerletmek için 25 yılın ardından iki ülke ile ilişkilerini büyükelçi düzeyine taşıma kararı aldı.
Ancak 2016 yılı Aralık ayında Irak'ta faaliyetlerine başlayan Samir Subhan yaptığı açıklamalarla birçok defa Irak halkını ve siyasetçilerini öfkelendirdi. Subhan Irak Gönüllü Güçlerinin Irak halkı tarafından sevilmediğini iddia ediyordu. 
Subhan ayrıca İran'ı Arap halkı arasında fitne tohumu ekmekle suçlamış ve kendi sosyal hesabında şu paylaşımda bulunmuştu: İran karmaşa çıkarmak istiyor ve Şia-Sünni savaşı çıkararak Arapları yok etmeye çalışıyor. İran'ın Şii Araplara karşı herhangi bir inancı yoktur; Şii Arapların da İran'a inancı yoktur. 
Sunhan'ın bu müdahaleci açıklamaları Iraklı halk örgütlerinin tepkisine neden oldu ve en sonunda Irak Dışişleri Bakanlığı Arabistan hükumetinden bu kişiyi değiştirmesini istedi. Arabistan hükumeti de Subhan'ı İçişleri Bakanlığı Fars Körfezi işlerine atadı ve Irakla diplomatik ilişkilerini azaltarak, Arabistan'ın Almanya'daki askeri elçiliğine bağlı olan Abdulaziz El-Şemri'yi Arabistan Maslahatgüzarı olarak Bağdat'a atadı. 
Arabistan durumu kendi lehine değiştirmek için Subhan'ın çalışmalarına çok güveniyordu öyle ki bu kişinin Irak'tan çıkarılmasıyla Suud Hanedanı'nın diğer ülkelerde olduğu gibi Irak'ta da yenilgiye uğradığı konuşulmaya başlandı. 
Suriye: Büyük harcamalar ve ateşkes sürecinin askıya alınması 
Suriye krizinin başlamamasıyla, Arabistan 3 ay içinde Beşar Esad hükumetini devirebileceğini düşünüyordu ve bu sebeple bu ülkedeki teröristlere silah ve teçhizat göndermeye başladı. Suud Hanedanı İran ve direniş müttefiki bir ülkeyi kendi tarafına çekebilmek için milyarlarca dolar harcadı ancak sonuçta bu milyarlarca dolarlık harcamanın 6 yılın sonunda yapılan ateşkes görüşmelerinde ve yine yakın zamanda müzakerelerdeki gidişatta herhangi bir etkisi olmadı ve Suriye'de hükumeti devirme politikasından vazgeçilmiş oldu. 
Bölgede 6 yıl süren savaş ve başarısızlıklarla dolu bir karne
Şuan bölgede başlayan İslami uyanış ve inkılap hareketinin üzerinden 6 yıl geçmektedir ve bölgede İran ile Arabistan arasındaki soğuk savaşta herkes tarafından bilinen hedef için mücadele edilmektedir. Tüm yaşan olaylara kısa bir göz atıldığında şu soru akla gelebilir; Arabistan liderliğindeki Körfezi işbirliği şurası neden İran ile stratejik işbirliği görüşmesi yapmak istiyor ve büyük ihtimalle belki de bu olaylar vesilesiyle İran'ın bu isteğe uygulamada verdiği cevap da anlaşılabilir. 
Her ne kadar Kuveyt içişleri bakanı İran'ın bu mektubu kabul etmesiyle durumun değişeceğini ümit ettiği belirtmiş olsa da ancak anlaşılan o ki Arabistan İran konusundaki yeni siyasetiyle de bir sonuca ulaşılacak gibi görünmüyor. 
Yazar: Ali Haydari
tesnim
  • yazılmış
  • ...de 2017 Tuesday 14 Feb
  • tarafından مدير سايت Aran News