Aran Haber Agency: Esad direnmeyi ve ülkesinin geleneksel dostları ile bağını pekiştirmeyi seçti. ABD’ye kıyasla “kazan-kazan” formülünü devletlerarası ilişkilerde daha insaflı ve daha adil tatbik eden Rusya, İran, Lübnan, Irak, Venezüella, Hindistan, Pakistan, Çin ve benzeri devletlerle yürümeyi seçti. Hem içteki hem de dıştaki düşmanlarına karşı bağışıklık kazandı. Bu örnekleri neden mi sundum? Bir politika üstadı ile sohbet ederken; “25 Haziran’da kim Reis olur? Türkiye’nin kurtuluş reçetesi nedir?” diye sormuştu. 10 Haziran 2015’te, “Türkiye’yi Suriye kurtaracak” demiştim. Esad ile iyi geçinen Türkiye’yi yönetecek. Esad’ın maruz kaldığı kumpasa Erdoğan da maruz kalacak’ tespitini yapmıştık. Buyurun unutkanlık hastalığına şifa bulalım ve o tarihte yazdıklarımızı yeniden derleyelim;
BOP’ta görev almayı kabul eden Gülen-Erdoğan-Gül-Davutoğlu-Arınç Türkiye’de önce hükümet sonra iktidar yapıldı. Türkiye’de Atatürk Cumhuriyeti’nin tasfiyesi ve Türkiye eliyle BOP’un gerçekleşmesi Erdoğan iktidarına verilmiş birincil görevdi. Bu cephe Suriye’de duvara tosladı. Ayrıca milli kuvvetler Suriye için tasarlanan bölücü projenin aslında Türkiye eliyle tatbik edildiğini ancak son merhalede bu projenin Türkiye’yi hedef aldığını tespit etti. Bugün Erdoğan’a en çok saldıran, menfaat gemisini terk eden fareler onunla birlikte BOP için görev ifa edenlerdi. Bunların kıblesi Washington ve Brüksel’dir. Bu çıkarcı güruh Washington ve Tel Aviv’in kimi işaret etiğini, hangi ata yatırım yaptığını bilmekte ustadırlar. Şimdi bunlar Erdoğan sonrası Türkiye’yi tanzim edecek yeni kuvvetlerin pazarlamasını yapmakla mükellef tüccar politikacı, gazete ve yazar kimliğine bürünmüştür” diye yazmıştık.
İNGİLİZ ÖDÜLLÜ GÜL
Bugün İngiliz ödüllü Gül, Bayan Siyonist Clinton’un “çak çak kankası” Davutoğlu ve Arınç arasında süregelen mekik dokumalar hayra alamet değil. Kılıçdaroğlu ile Akşener’in Mason ve Gülen üstadı eski CHP vekili Kasım Gülek’in kızı Tayyibe Gülek’in evinde gizlice buluştuğu iddiaları yabana atılamaz. Kılıçdaroğlu ve Akşener bu iddialara açıklık kazandırmalıdır.
11 Haziran 2015’te yayınlanan ‘Suriye ve Irak için Y-Türkiye Modeli’ makalemizde şu tespiti yapmıştık; “Erdoğan giderse Türkiye rahatlar, huzura kavuşur diyenlere naçizane nasihatimdir. Türkiye’nin selameti, birliği ve dirliği için Suriye’ye sahip çıkacaksınız. Suriye’deki ateşi söndüreceksiniz. Suriye’nin birliği, dirliği ve egemenliği için çaba harcayacaksınız. Suriye’de inşa edilen ABD askeri üsleri ve onların taşeron bölücü örgütlerine karşı cepheden tavır alacaksınız. Rusya, İran ve Çin ile ilgili politikalarınız net olmalı. Yapmazsanız daha önce Erdoğan’ın görev aldığı BOP’un B planında taşeron olursunuz.
Reklamdan sonra devam ediyor
u plan gereği, bölge kargaşası, kan ve terörün faturası BOP eski başkanlarına (Erdoğan) kesilirken, buna itiraz edenler (Erdoğan) seçim sandıklarıyla terbiye edilecek, tırnakları kesilecek, ekonomik saldırılara maruz kalacak, her türlü siyasi hülle ile kıskaca alınacak ve uçamaması için kanatlarına ağır bir yük bindirilecek. “Ilımlı İslam ve demokrasi merkezi rol model Türkiye” üzerinden nihai amaca ulaşamayan BOP, “demokratik anayasa yapmış, yerel yönetimlere mutlak yetkiler vermiş, Güney Doğu Anadolu bölgesine özerklik tanımış, halklar, özgürlükler, demokrasi merkezi Y-Türkiye” rol model olarak pazarlanacak. Önce ülkemizde sonra Irak ve Suriye’ye telkin veya zorla tatbik edilecek. Türkiye’nin Rusya, İran ve Çin’den uzaklaşması hedeflenecek.
ERDOĞAN’IN ÖNÜNDEKİ İKİ SEÇENEK
CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin Erdoğan ve AKP iktidarına karşı verdiği mücadelenin samimiyetini ölçen mihenk taşı Suriye, Irak, İran, Rusya ve Çin ile tesis edilecek ilişkilerin nevi ile ABD ve İsrail ile ilgili politikalarıdır. Mezkûr partilerin bu politikaları Türkiye’de yapacaklarının aynasıdır. Bu zaviyeden baktığımızda tablonun maalesef karanlık olduğu görülmektedir. Buna mukabil Erdoğan iktidarının önünde artık sadece iki seçenek durmaktadır. Zira üçüncü seçenek olarak gündemine aldığı “ABD-Rusya kapışmasından nasıl faydalanırım” oportünist yaklaşımın sonuna gelindi. İki kez ABD füzelerine kurban edilen Rus, İran ve Çin dostluğu bu ülkelerin sabrı ve devlet aklı sayesinde şimdilik yeniden telafi edildi.
Erdoğan’ın Putin ve Ruhani ile yaptığı görüşmede, Suriye’de krizin tırmandırılmaması ve siyasi çözüme odaklanılması talebi önemli ve manidardır. 19 Nisan günü Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşme esnasında Suriye, Çin-Türkiye ticari ilişkileri, Çin-ABD ticaret savaşında ABD’den ithal ettiği 130 kalem ürün çeşidine ek vergi ve ambargo getiren Çin’in bu ürünleri Türkiye’den ithal etme veya Türkiye’de üretme imkânları üzerinde duruldu.
Çin Dünyanın en büyük dolar zenginidir. Birçok programda önerdiğim Çin’in Türkiye’ye acilen 200-400 milyar dolar kredi sağlama planı üzerinde konuşuldu mu bilemiyoruz. Ancak Esad ve Xi formülü iktidar ve muhalefetin üzerinde durması elzem olan tek çıkar yoldur. Bu yolu benimseyen Türkiye’de iktidara giden yolun mihenk taşlarını dizer.
Mehmet Yuva