Arabistan Dışişleri Bakanı, BM Teşkilatı yıllık genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada İran İslam Cumhuriyeti, Hizbullah ve Suriye yönetimine yönelik asılsız suçlamalarda bulundu.
Arannews - Arabistan Dışişleri Bakanı, BM Teşkilatı yıllık genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada İran İslam Cumhuriyeti, Hizbullah ve Suriye yönetimine yönelik asılsız suçlamalarda bulundu. Dün Pazar günü BM Teşkilatı Yıllık Genel Kurul Toplantısında konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal, İran ve Hizbullah güçlerinin Suriye'de var olduklarını iddia ederek, yabancı güçlerin Suriye'den ayrılmaları gerektiğini bildirdi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal ayrıca CNN kanalına yaptığı açıklamada, Suriye krizinin çağımızın en büyük insani faciasına yol açtığını belirtti. Faysal aynı zamanda Arabistan'ın şimdiye kadar terör örgütlerine yaptığı maddi ve askeri yardımları ört bas etmek amacıyla uluslararası camiadan terörizmin ortaya çıkış sebeplerinin ortadan kaldırılmasını istedi. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal öyle bir ortamda bu iddiaları gündeme getirmektedir ki Riyad yönetimi, Suriye ve tüm bölgede terörizmin en büyük mali ve fikri destekçilerinden biridir. IŞİD ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin CIA ve MOSSAD gibi gizli casusluk teşkilatlarının askeri eğitim katkıları ve Arabistan gibi bazı Arap yönetimlerinin paraları ve tekfiri düşünce akımlarının himayesiyle ortaya çıktığı konusu bugün tüm dünyaca da kabul edilen inkar olunamaz bir gerçektir. Fakat terörizm ele başları ve savunucuları maske takarak terörizme mücadele saflarında yer aldıklarını iddia ettiklerinde, bu yönetimlerin gerçekleri saptırmak ve belli hedefleri hayata geçirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanının konuşması, terörizmin hamilerinin nalı tersine vurmaları misalidir ve ne yazık ki bu medya yaygara ortamında bölge ve dünyada terörizmin asıl elebaşları bizzat sözde terörle mücadele bayraktarlığını yapmaya aday olmuşlardır. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal'ın bu tutumu aslında terörizm hamilerinin karanlık geçmişini silemeyeceği gibi, hatta onların terörizmle ilgili söylem ve eylemlerindeki açık çelişkiyi daha da açığa çıkarmakta ve onların daha fazla dünya halkları nezdinde rezil olmalarına sebep olmaktadır. Riyad yetkililerinin açıklamaları o kadar komiktir ki hatta kendilerini bile aldatmışa benziyor. Nitekim Arabistan İçişleri Bakanı Muhammed Bin Nayef, Hac menasiki eşiğinde güvenlik birimlerinden bir grubu denetlemesi sırasında yaptığı konuşmada, Arabistan'ın tüm dünyada beğeni toplayan bir güvenlik örneği sergilediğini iddia etmiş, Arabistan örneğinin bir çok ülke tarafından da model olarak kabul edildiğini belirtmiş ve bizzat bu iddialarına da yine kendileri alkış tutmuş bulunuyor. Nayef aynı zamanda IŞİD terör örgütünün kendiliğinden ortaya çıkmadığını, bilakis bazı ülkelerin kendi tüm imkânlarını kullanarak art niyetli olarak bu terör örgütünü ortaya çıkardıklarını belirtti. Suudi Arabistan'ın İran, Hizbullah ve Suriye aleyhindeki suçlamaları aslında terörizmin asıl kaynağı Amerika ve İngiltere'nin tekrarlanmış suçlamalarının yeni bir versiyonudur. Onlar tarafından oluşturulmuş terör şimdi onların yeniden bölgeye girmeleri için bir bahaneye dönüşmüştür. Arabistan'ın BM genel kurulda resmi bir bildiri yayınlamak suretiyle İran, Hizbullah ve Suriye yönetimini suçlama maskesi altında terörizmle mücadeleyi vurgulaması, Suud yöneticilerinin bölgede kendi siyasetleri çıkmazına takılıp kaldıklarını gösteriyor. Kuşkusuz terörizm tüm bölge için çok ciddi bir güvenlik ve siyasi kaygı kaynağıdır ama Riyad'ın Londra ve Washington’la birlikte kendini bu mevzunun dışında tutmaya çalışıyor. İngiliz başbakanı Cameron örneğinde olduğu gibi, BM Genel kurul ortamından suistifade ederek gerçekleri saptırmaya çalışıyor