İlkokul çocukları bile biliyor ki İngiltere, 1000 yıldır güven içinde yaşadığı adadaki varlığını her cıvatayı sökebilen “İngiliz anahtarı” maharetine borçlu olan bir kültürdür. Ki hiçbir kültür İngiliz kültürü kadar her sorundan kendine pay çıkarmak, her sorunu çözüm mercii rolüyle sahiplenmek motifine sahip değildir.
Aran Haber Agency: Türkiye adına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ona bağlı iktidar partisinin, Kuzey Suriye’de YPG’ye verdiği destek yüzünden Amerika’yla; FETÖ’ye verdiği destek yüzünden ise Almanya’yla yaşadığı çatışma, ekstradan Türkiye adına aynı şahısların Rusya’nın başını çektiği Avrasya grubuna yanaşması, asırlardır elinde kırbaçla dolaşan İngiltere’yi harekete geçirdi.
İlkokul çocukları bile biliyor ki İngiltere, 1000 yıldır güven içinde yaşadığı adadaki varlığını her cıvatayı sökebilen “İngiliz anahtarı” maharetine borçlu olan bir kültürdür. Ki hiçbir kültür İngiliz kültürü kadar her sorundan kendine pay çıkarmak, her sorunu çözüm mercii rolüyle sahiplenmek motifine sahip değildir. Kısacası İngiltere size, nasıl yaşamanız gerektiğini öğretmek, öğrenmeniz için ısrar etmek, başarısız olursa sizi mahvetmek üzere programlanmış bir devlettir.
Yıllardır CIA ajanı olarak Pensilvanya’da bir fareyi besleyen ABD'nin en önemli müttefiki İngiltere’yle ha deyip yakınlaşacağımız falan yok. Ancak durum şudur ki AB ve ABD'den uzaklaşan, bölgedeki en önemli askeri güç, aynı zamanda NATO üyesi olan Türkiye’yi bir şekilde ellerinin altında tutmak isteyenler var. Türkiye’yi kontrol altında tutup olası Rusya-Türkiye yakınlaşmasına engel olmak durumundalar. Çünkü günümüzde iki ulusun savaşı diye bir şey kalmadı. Mücadele artık uluslararası ilişkiler, diplomasi, taşeron terör örgütü militanları ve istihbarat birimleriyle gelişiyor.
Bu kısa girişten sonra…
dün, yani 25 Mart 2017 Cuma günü, İngiliz Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu tarafından hazırlanan Türkiye raporu açıklandı. Raporda darbe girişimiyle ilgili olarak, girişimin Gülen cemaati tarafından gerçekleştirildiğine dair bir bilgiye sahip olunmadığı belirtildi ve "Darbedeki bazı kişiler Gülenci olsa da, bu darbeyi onların yönettiği anlamına gelmek zorunda değil" ifadesine yer verildi. (Sanırsınız bir ülke hakkında değil de, Trafalgar meydanında dövüşen holigan gençler hakkında yorum yapılmış; öyle çiğ, öyle banal.)
Bu tür bayağı ve sıradan yorumların yabancısı değiliz; hatırlarsanız, ABD başta olmak üzere Almanya İstihbarat Servisi Başkanı da "Türkiye, Gülen konusunda bizi ikna edemedi" demişti.
İngiliz Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu raporu uzun olsa da son iki maddesi dışında kale alınacak bir mesajı var. Raporun da ana fikri olan mesaj kısaca şudur: Türkiye bizim için önemlidir; ancak devlet veya hükümet olarak değil. Olsa olsa yönetici kadrosu ile müttefikimiz olabilir.
İsterseniz önce “eleman aranıyor duyurusu” kıvamındaki raporda, aranan elemanın vasıflarının kısaca açıklandığı mesajın son iki maddesine bakalım.
1- PKK ile ateşkesin bozulması sonucu gerilimin artması, bu yüzden çıkan sorunlar ve yeniden ateşkes sağlanması gerekliliği,
2- Türkiye’nin IŞİD ile savaşta önemli bir müttefik oluşu. YPG-Türkiye geriliminin bırakılıp IŞİD’le mücadeleye odaklanılması gerekliliği…
Önceki maddeleri yazmaya gerek yok sanırım; ama özetle dikkat çeken İngiliz entrikası şu:
15 Temmuz darbe girişimini FETÖ’nün yaptığına dair delil yok diyerek hükümeti,
Kemalistler de kalkışmaya yardım etmiştir diyerek Kemalist dediği grubu; yani Ulusalcıları ve CHP’yi,
Ve FETÖ’den bazıları kalkışmaya katılmış olabilir diyerek FETÖ’yü zan altında bırakıyor.
Özetle diyor ki; kişisel olarak bazı Gülenciler darbede yer aldı fakat örgüt olarak hareket etmiş olmaları inandırıcılıktan çok uzak. Ayrıca Gülencilerin İngiltere’de terörist bir organizasyon olarak tanımlanması için bir kanıt yok.
Bunun yanı sıra Türkiye’de söz sahibi üç kesimi de suçlayıp aklayarak, her kesime eşit mesafede durmasının bir tek açıklaması olabilir: “Hepiniz gözümde eşitsiniz. Acele edin! Kim sadakat yemini ederse benimle çalışma şansına sahip olacak!”
İşte bunun için AKP, FETÖ ve Kemalist diye adlandırdığı üç grubu töhmet altında bırakıyor ve aynı zamanda temize çıkarıyor. Keza aynı zamanda tehdit ediyor.
İşbirliği yapmak için havuç göstermek bir yana, bütün bu açıklamalardan sonra tarafların birbirlerine karşı atağa geçmesi durumunda ortaya çıkacak manzara ne olabilir:
Şimdi bir şımarık İngiliz adam hayal edin. Birbiriyle sorunlu üç kişiyi de itham ediyor, aynı zamanda eleman arıyor olsun.
Her birinin eline diğerlerine karşı koz olarak kullanabileceği birer silah veriyor ve diğerlerini hedef gösteriyor.
Aynı zamanda istediğim anda tetiği çekerim diye de utanmadan tehdit ediyor.
Tehdidin adı ise tek kelimeyle iç savaş.
Ortadoğu’da gerçekleşmesi, çatapat patlaması kadar kolay olan iç savaş kısmını geçelim.
Aynı zamanda İngiltere her üç gruba şunu demek istiyor: Anlaşıp, uzlaşıp hep beraber bana gelin!
Tek cümleyle şunu söyleyebiliriz: İngiltere bir ülkeye yaklaşıyorsa eğer; ya teslim alacaktır, ya da savaş açacaktır. Bu rapor Türkiye için endişe vericidir; tabi İngiliz siyasi tarihini bilenler için
* * *
Son olarak isterseniz raporun satır aralarını da yazalım. Aynen şöyle:
TF-X savaş uçağının birlikte geliştirilmesinden duyulan memnuniyetin yanı sıra…
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilgili sözleşmeleri sebebiyle gümrük birliği yapamasak bile ikili ticaretin geliştirilmesi için çaba harcanacak,
Türkiye’nin muazzam Suriyeli mülteci stoku, bu mültecilerin Avrupa’ya yığılmaması için en büyük engelin Türkiye oluşu ama Avrupa Birliği'nin Türkiye için verdiği maddi yardım sözünün çok az bir miktarının yerine getirilmiş oluşuna eleştiri,
Türkiye’de son yıllarda özgürlüklerin kısıtlanmaya başlanması, 16 Nisan'da yapılacak referandumda Cumhurbaşkanı’na verilecek yetki artışına vurgu,
Darbenin arkasında gülen hareketinin olduğuna dair kesin bir kanıtın taraflarına sunulamamış oluşu. Darbeye katılan gülencilerin, bu hareketten bağımsız olarak darbenin içinde yer almış olduklarının düşünüldüğü,
Darbeye Kemalist subayların da bireysel olarak katılmış oluşu,
Darbe sonrası işten çıkartma ve açığa alınmalarla alakalı endişeler, delil yetersizlikleri.
M. Ali Yar