Rusya ve Türkiye’nin aralarındaki ilişkilerin düzelmesi adına çok sayıda imkan bulunurken, Suriye konusunda farklı görüşlere sahipler ve bu durum yeni müzakereleri şekillendirmede önemli rol oynayacaktır.
Aran Haber Agency: Merkez Asya Tarihi ve Kafkaslar Doğu Bilimi Enstitüsü Uzmanı Alexander Vasilyev, Kafkas İlimleri Vakfı’nda düzenlenen bir oturumda ilk olarak Sovyetlerin dağılmasının ardından Rusya’nın durumuna değinerek; “Toplumsal ve iktisat açısından oldukça kötü bir durum ülkeye hakimdi. Hatta marketlerde yiyecek ürünleri dahi bulunmuyordu ve halk çok zor bir durumdaydı. Böyle bir durumda Rusya ve Türkiye’nin iyi ilişkilere sahip olması, ülkenin içinde bulunduğu zor şartların dikkate değer bir kısmının düzelmesi için iyi bir yoldu” şeklinde konuştu.
Devamında şöyle konuştu; O zamanlar Türkiyeli analistler; Merkez Asya bölgeleri, Kafkaslar ve Batı Avrupa’nın bir kısmının ayrılmasıyla sonuçlanan Sovyetlerin dağılmasının ülkede doğurduğu kötü durumun devamlılığının olacağına inanıyorlardı. Ve hatta Rusya’nın da kısa süre sonra dağılacağına inanıyorlardı.
Rus uzman Türkiye’nin, Rusya’nın bu kötü durumunun sonunu getireceği ile ilgili görüşü konusunda hatırlatmada bulundu; Bu nedenden dolayı Türkiye, Sovyetlerden ayrılan Türkler ile aktif ilişkiler kurmaya başladı ki eğitim merkezleri kurması buna örnek olarak verilebilir. Oldukça fazla faaliyet gösterdikleri bu okullara Rusları da alıyorlardı ve sadece Türklere özel değillerdi.
Devamında; “Rusya’nın bu kötü durumunda ülkenin birçok merkezi Türklerle; kültürel, eğitim ve iktisat alanlarında bağımsız anlaşmalar yaptılar. Buna örnek olarak; Tataristan Cumhuriyeti, Ankara yönetimi ile farklı alanlarda anlaşmalar imzaladılar” şeklinde açıkladı.
“Doksanların başında iktisat Rusya ve Türkiye ilişkilerinden sağlanıyordu. Doksanların sonunda ise enerji kaynakları bu ilişkileri şekillendiriyordu. Siyasi anlamda Türkiye’nin orta Asya ülkeleri ile aktif ilişkisi olması ve Çeçen Savaşı’nda Ankara’nın aldığı kesin tavır, iki taraf arasındaki ilişkilerde sorunlar ortaya çıkardı.”
Vasilyev Rusya’nın 2000’lerin başından sonra daha iyi şartlara kavuştuğunu açıklayarak belirtti; Bu yıllarda Moskova iktisadi bağlamda daha iyi şartlar oluşturdu. Diğer taraftan Ankaralı yetkililer de orta Asya Türkleri ve Kafkasları Türkiye önderliğinde birleştirme fikri bir sonuca ulaşmayacağını anlamışlardı.
Türkiye’nin siyasi anlamda bu konuda yanılmasının nedeni olarak şöyle hatırlatmada bulundu; Bunun nedenlerinden biri, Türk makamları ve analistlerinin merkez Asya ve Kafkas ülkelerinin içinde bulunduğu gerçek durumu bilmemeleridir. Orta Asya ülkelerinin her biri kendilerine has tarihsel ve kültürel özelliklere sahiptirler. Türkiye’nin öne sürdüğü görüşlerin birçoğu, orta Asya ülkelerinin bu özellikleriyle uyuşmuyordu.
Rusya ve Türkiye arasındaki yeni enerji kaynakları ihracatı dönemi hakkında ise şu açıklamalarda bulundu; Türkiye ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının önemli bir kısmını Rusya’dan temin ediyor ve bu durum Ankaralı yetkilileri Rusya’ya bağlı olma konusunda tedirgin ediyor. Elbette iki taraf da diğer alanlarda da iktisadi anlaşmalar yaptılar.
“Bu nedenden dolayı Türklerden, Rusya’nın bazı bölgelerinde iktisadi alanda yatırımlar yapma teklifi geldi. Böylelikle Türkiye geniş anlamda yatırımlarına başlamış oldu ve ev eşyaları ile cam eşyaları üretimine başladı ki Rusya’daki cam köprüler de Türkler tarafından yapılmıştır. Ancak Türkler amaçladıkları hedeflere ulaşamadılar. Çünkü üretilen bu ürünler stratejik anlamda büyük bir öneme sahip değillerdi. Sonuçta her ne şekilde olursa olsun Türkler iktisadi bağlamda Rusya’da bu açıdan oldukça aktiftiler ve büyük miktarda kar elde ettiler.”
Doğu Bilimleri Enstitüsü Uzmanı, Rusya’daki Türk eğitim merkezlerinin bu süre içerisinde (2000’lerden sonrası) kapatılmasına işaret ederek; “Bu merkezlerin kapatılması hakkında birçok neden öne sürüldü ama en önemli nedenlerinden biri; Moskova’nın, önemli hükümet makamlarında bu okullarda eğitim vermiş veya eğitim görmüş mezunların işbaşına gelmesinden korkmalarıydı. Bu zamandan sonra Rusya’da Fetullah Gülen örgütü gibilerinin faaliyetleri başladı ve giderek arttı” açıklamalarında bulundu.
“Tüm bunlara rağmen Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler iyi bir şekilde devam etti ve bunda Putin ile Erdoğan arasındaki şahsi ilişki oldukça etkili oldu ve bunun yanı sıra enerji kaynakları konusu iki ülkenin ilişkilerinin devam etmesinde ve ilişkilerin tamamen kopmamasında büyük rol oynadı. Sukhoi savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinin ardından ikili ilişkilerde gerginlikler meydana geldi ancak şuanda bu gerginlik oldukça yatışmış durumda.”
Vasilyev devamında Suriye konusuna değinerek vurguladı; Moskova ve Ankara, Suriye konusunda ve Beşar Esad’ın düşmesi veya kalması konusunda görüş birliğine sahip değiller. Bu mesele Suriye krizinin ortaya çıktığı zamandan beri ortadaydı. Halihazırda iki tarafın ilişkileri büyük ölçüde, Suriye konusundaki görüşlerini birbirine yakınlaştırmalarına bağlı. Hatta Türk asıllı Rus Müslümanların Türkiye topraklarından Suriye’ye savaşmak için gitmeleri tehdidi de, Rusya’nın sıkça üzerinde durduğu bir konuydu ancak Rusya, Türk makamlarını bu konuda da ikna etmeyi başaramadı.