İran Genelkurmay Başkanı, Irak'la esas anlaşmamızın sadece bölücü grupların taktiksel olarak yer değiştirmesi ve sınırlardan uzak bir noktaya nakledilmesi olmadığını, aynı zamanda onların tamamen silahsızlandırılması gerektiğini söyledi.
tr.arannews:Tesnim Haber - İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, bu sabah, İçişleri Bakanı, Irak Haşdi Şabi Karargahı Başkanı, silahlı kuvvetlerin yüksek komutanları, İranlı ve yabancı öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen Yüksek Milli Savunma Üniversitesi'nin yeni eğitim-öğretim yılının açılış töreninde yaptığı konuşmada Vahdet Haftasını ve yeni akademik yılın başlangıcını kutlarken şunları söyledi: "Emir el-Müminin İmam Ali, Nehcü'l-Belâga'da bilimin gücün kaynağı olduğunu söylüyor, buna göre Milli Savunma Üniversitesi'nin sadece silahlı kuvvetler için değil, ülke için de özel bir yeri var. Örgütün stratejik yönetimi ve milli güvenlik konusunda doğru anlayışa sahip olmak Yüksek Milli Savunma Üniversitesi'nin özel işidir."
Bakıri devamında: "Güneybatı Asya ülkeleri, özellikle de İran İslam Cumhuriyeti, eşsiz ve istisnai bir bölgedir. Stratejik ve siyasi coğrafyası, dünyanın iletişim yolu, stratejik boğazlara sahip olması, zengin maden kaynakları ve fosil enerjileri ve imamların kutsal türbelerinin varlığı ve diğer çeşitli faktörler nedeniyle, son derece önemlidir. Bu nedenle sömürgeci güçler, sahip oldukları zengin kaynaklar nedeniyle daima bölgenin güçlerini sömürmeye ve zayıflatmaya çalışmaktadır."
"Batı Asya bölgesinin zengin kaynakları ve bu bölgenin özel statüsünün iktidardaki güçler tarafından her zaman imrenildiğini, bölgemizin sürekli olarak yabancıların müdahalesine, milletler ve hükümetler arasındaki anlaşmazlığa tanık olduğunu" vurguladı.
Bakıri, "Düşmanların sürekli olarak bölge ülkeleri, çeşitli kabileler, klanlar ve dinler arasında farklılık yaratmaya çalıştıklarını görüyoruz. Ülkelerin yasal egemenliğini zayıflatarak, bölgeyi sürekli olarak işin içine dahil ediyorlar, böylece bu çatışmalar saldırgan varlıklarını sürdürmelerinin bir gerekçesi ve temeli oluyor. Baskıcı Amerikan ülkesinin liderlerinin bizzat kendileri tarafından oluşturulan IŞİD'in kuruluşu da bunun açık bir örneğidir." dedi.
Genelkurmay Başkanı, geçtiğimiz günlerde yaşanan terör saldırısında Suriye Silahlı Kuvvetleri'ne mensup bir grubun şehit olması nedeniyle taziye dileklerini iletirken, "Suriye, gururlu bir orduya sahip olarak, direniş ekseninde kalarak, dostlarından yardım isteyerek ve çok sayıda şehit vererek terörü yenmeyi başardı ve ülkesinin çoğunu serbest bırakacak ve yeniden inşa yoluna girecektir." dedi.
Milli Savunma Yüksek Üniversitesi'nin önemini ise şöyle anlattı: "Ülkedeki ve bölgedeki her türlü stratejik konunun kökenlerini anlamak, Milli Savunma Üniversitesi'nin görev ve sorumlulukları arasında yer almaktadır; Silahlı kuvvetlerimizin ve hükümetlerimizin gelecekte yaşanabilecek olaylara şaşırmalarını önlemek için, olası geleceği iyi anlayabilmeliyiz. Milli Savunma Üniversitesi, ülkenin silahlı kuvvetlerine ve yetkililerine zengin ve rasyonel bir bilimsel destek kaynağıdır; bu nedenle öğretim elemanının üç temel direğine, eğitim içeriğine ve öğrenciye özel önem verilmelidir."
Ayrıca, "Yüksek Milli Savunma Üniversitesi'nin ürünü gerek grup olarak çalışmalarında gerekse araştırma enstitüsünde yürütülen araştırmalarda, ülke ve silahlı kuvvetlerin yöneticilerinin, komutanlarının, bakanlarının ve yetkililerinin kütüphanelerini ve raflarını süslemek için kullanılmamalıdır ve elbette biz yöneticilerin ve komutanların da bu değerli başarılardan en iyi şekilde faydalanmaları zorunludur." açıklamasında bulundu.
Bakıri, "Bölgemizde üzerinde çok düşünülmesi ve planlanması gereken çeşitli etkinlikler yaşanıyor. Kafkasya bölgesinin son dönemdeki sorunları da bunlardan biri. Bir ülke saldırgan ve işgalci olmuş, bir ülke kaybettiği toprakları geri kazanmaya, toprak bütünlüğünü yeniden tesis etmeye ve tamamlamaya çalışmıştır." diye sözlerine ekledi.
"Azerbaycan'ın bugüne kadar yaptığı, toprak bütünlüğünü geri kazanmaktır. Yani son haftalarda yaşanan olaylarla tam egemenlik ve toprak bütünlüğünü elde edebildi. Elbette tüm bu topraklarda azınlıkların barış içinde ve diğer vatandaşlarla eşit haklara sahip olarak yaşaması gerekiyor. Artık Kafkasya'da iki komşumuz var, her ikisine de saygı duyuyoruz ve onların toprak bütünlüğünü korumak bizim için önemli. Her iki ülke yetkilileriyle yaptığımız toplantılarda ve görüşmelerde de vurguladığımız konu budur. Bu nedenle, tam bir barışa ulaşarak, Kafkasya bölgesinin coğrafi ve jeopolitik sınırlarını değiştirmeden, halkının daha iyi refahı için barış ve imara kavuşacağını umuyoruz. Dolayısıyla bundan sonra savaşın sürdürülmesinin hiçbir gerekçesi yoktur."
"Sovyetler Birliği'nin dağılması sırasında bu iki ülkenin belirli sınırları vardı ve aynı sınırlar bu ülkelerin anlaşma ve barışının temeli olmalıdır. Ülkede ve bölgede karşılaştığımız sorunlardan biri de bu. Dolayısıyla öğrencilerimiz bu konuda araştırma ve akademik tez sunabilirler." diye vurguladı.
Genelkurmay Başkanı ayrıca şunları söyledi: "Bölgemizde yabancı askerlerin varlığı da bir başka konudur; Beş yıllık süreçte petrol tankerleri ve ticari gemilerin Hürmüz Boğazı'ndan dışarıya ve içeriye doğru trafik istatistiklerini inceledik ve yabancı askeri varlığın arttığı zamanlarda ticari alışverişlerin azaldığını gördük."
"Bölge ülkelerinin silahlı kuvvetlerinin yetkililerinin her biriyle görüştüm, hepsi bölgenin güvenliğini sağlamak için herhangi bir yabancı askerin varlığına ihtiyacımız olmadığına inanıyor, Bölge ülkelerinin hem teçhizatı hem de yetenekli orduları ve dostluğu var; İran İslam Cumhuriyeti'nin politikası gibi, silahlı kuvvetlerde de sınırları askeri ve güvenlik statüsünden ekonomik sınırlara ve milletler arasındaki çeşitli alışverişlere dönüştürmeye yönelik komşuluk politikasını ilerletmeye çalışıyoruz ve bu yönde iyi ilerlemeler kaydedildi." açıkladı.
Tümgeneral Bakıri, İran ve komşularının sınırları meselesinin ve sınırlardaki güvensizliklerin araştırılabilecek konular arasında yer aldığını ve son derece önemli olduğunu söyledi.
General Bakıri, teröristlerin Sistan ve Belucistan sınırları ile Kürdistan Bölgesi'ndeki hareketlerine değinerek, şunları ifade etti: "İranlı ayrılıkçı grupların Irak Kürdistanı'nda konuşlanıp, ülkemizde her türlü terör eylemini gerçekleştirmesi ve bizim de sınırda çok sayıda güç bulundurmamız ne anlama geliyor? Iraklı yetkililer de bu sorunun kesin olarak çözülmesi gerektiğini doğruluyor; Geçtiğimiz Şubat ayında İran ve Irak Yüksek Milli Güvenlik Konseyi Sekreterleri arasında yapılan anlaşmada, bu grupların altı ay içinde tamamen silahsızlandırılması konusunda mutabakata varılmıştı. Elbette son haftalarda Irak hükümeti ve orada görev yapan tüm değerli yetkililer çaba gösterdi ve bu gruplar sınırlarımıza yakın karargahlarından ve kalelerinden taşındı; ancak asıl anlaşma, sadece ayrılıkçı grupların taktiksel olarak yer değiştirmesi ve sınırlardan uzak bir noktaya nakledilmesi değildi, aynı zamanda onların tamamen silahsızlandırılması da bizim niyetimizdi ve öyledir."
Bakıri konuşmasının sonunda: "İranlı olmayan öğrencilerin varlığı, İran ile komşu ülkeler arasındaki iletişimi geliştirmek, barışı, dostluğu ve kardeşliği derinleştirmek için iyi bir konu olabilir. Bugün resmi töreni yapılan önümüzdeki eğitim-öğretim yılının da başarılarla, sağlıkla, bilgi ve yeteneklerin geliştirilmesiyle, Silahlı Kuvvetlerin ve ülkenin sorunlarına yönelik temel çalışmalarla dolu bir yıl olmasını diliyorum." dedi.