İran, Rusya ve Türkiye temsilcileri, Kazakistan'da gerçekleştirilen Astana toplantısında yaptıkları ortak açıklamada Siyonist rejimin Suriye topraklarına yönelik saldırılarını kınadı.
tr.arannews:Tesnim Haber - Astana sürecinin garantörü İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti temsilcileri, Kazakistan'daki 21. Astana toplantısında yaptıkları ortak açıklamada, Suriye krizinin çözümüne vurgu yaparak Siyonist rejimin saldırılarını kınadı.
İran, Rusya ve Türkiye'nin ortak açıklamasının metninde vurgulanan konular şöyle:
1. En son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri gözden geçirildi ve Astana sürecinin Suriye krizine sürdürülebilir bir çözüm getirilmesinde öncü rolü vurgulandı.
2. Filistin-İsrail çatışmasının tırmanmasının Suriye Cumhuriyeti'nin durumu üzerindeki olumsuz etkileri ele alındı. Silahlı çatışma bölgelerinin genişlemesinin ve bölgedeki diğer ülkelerin bu çatışmaya katılımının önlenmesinin önemini vurgulandı. Gazze'de yaşanan insani felaketten derin kaygı duyduklarını dile getiren yetkililer, İsrail'in Filistin topraklarına yönelik acımasız saldırılarına son verilmesi ve Gazze'ye insani yardım gönderilmesinin gerekliliğini vurguladı. Derhal ateşkes sağlanmasına ve tüm tarafların uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklere uymasına ilişkin A/ES/-10/L.27 (2023) Kararının uygulanması çağrısında bulundular.
3. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı'nda yer alan amaç ve ilkelere sarsılmaz bağlılıklarını bir kez daha vurgulayarak, herkesin bu ilkelere saygı duymasının ve bunlara uymasının önemini vurguladılar.
4. Terörle mücadele, Suriye halkının katılımıyla ülkeye güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşü için uygun koşulların yaratılması amacıyla Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı, iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı olarak yeniden tesis edilmesine yönelik çabaların sürdürülmesinin önemi üzerine Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, siyasi sürecin canlandırılması ve insani yardımın tüm Suriye halkına engelsiz ulaştırılmasının garanti altına alınmasının altı çizildi.
5. Terörizmin her biçimi ve tezahürüyle mücadele etmek ve Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmayı ve sınır saldırıları ve sızma operasyonları dahil olmak üzere komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit etmeyi amaçlayan ayrılıkçı programlara karşı koymak için ortak işbirliğini sürdürme kararlılıkları ifade edildi.
6. İdlib gerilimi azaltma bölgesindeki mevcut durum dikkatle ele alındı ve İdlib ile ilgili tüm anlaşmaların eksiksiz uygulanması yoluyla sahada barışın korunmasının gerekliliğini vurgulandı
7. Suriye Cumhuriyeti'nin kuzeydoğusundaki durumu değerlendirildi ve bu bölgede kalıcı barış ve istikrarın ancak bu ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde mümkün olabileceği konusunda fikir birliğine varıldı. Terörle mücadele bahanesi altında meşru olmayan özerklik girişimleri de dahil olmak üzere, sahada yeni alanlar yaratmaya yönelik tüm girişimler reddedildi. Katılımcılar Suriye'ye ait petrol kaynaklarının ele geçirilmesine ve yasadışı transferine karşı olduklarını vurguladılar.
8. Herhangi bir ülkenin terörist ve bölücü bireysel veya etnik-dini grupları teşvik etme ve silahlandırma amaçlı her türlü girişimi kınandı.
9. İsrail'in Suriye'deki tüm askeri saldırıları kınandı. Bu eylemleri, uluslararası hukukun, uluslararası insan haklarının, Suriye'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirilerek, bu saldırılara son verilmesi ele alındı.
10. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı depremin sonuçlarının Suriye'deki içler acısı insani duruma ilişkin ciddi endişeler dile getirildi.
11. Uluslararası hukuka ve BM Genel Kurulu'nun 182/46 sayılı kararına dayanarak Suriye'ye insani yardım gönderiminin sürdürülmesinin ve arttırılmasının önemini vurgulandı. Dünya Gıda Programı'nın uyguladığı yardım programlarının fon yetersizliği nedeniyle azaltılmasından kaynaklanan büyük gıda güvensizliği riskini dikkate alarak, tüm Suriye halkına yeterli insani yardım sağlanması çağrısında bulunuldu.
12. Suriyeli tarafların katılımcıları ve BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile sürekli temas halinde olması ve komitenin çalışmalarını destekleme kararlılıkları bir kez daha teyit edildi
13. Mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin Suriye'deki ikamet yerlerine güvenli, onurlu ve gönüllü olarak geri dönüşlerinin kolaylaştırılması ve geri dönüş ve koruma alma haklarının gerçekleştirilmesinin gerekliliğini vurguladılar. Bu bağlamda, uluslararası toplumdan Suriyeli mültecilere ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilere gerekli desteği sağlamasını ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Ofisi ve diğer uzman kişiler de dahil olmak üzere ilgili tüm taraflarla etkileşimi sürdürmeye hazır olmasını talep ettiler.
Suriye Cumhuriyeti hükümetinin, Birleşmiş Milletler insani yardım kuruluşlarının Türkiye ile Bab el-Heva sınır kapısını sivillere yardım ulaştırmak amacıyla kullanma misyonunu 13 Ocak’tan - 13 Temmuz 2024 tarihleri ne genişletme kararı ve ayrıca 6 Şubat 2023 tarihinde depremden etkilenen bölgelere yardım sağlanması amacıyla Türkiye ile Bab el-Selam ve el-Rey sınır geçişlerinin de 14 Şubat 2024 tarihine kadar uzatılması ele alındı
14.Üçlü Zirve'nin 19 Temmuz 2022 tarihli sonuç bildirisinde Rusya Federasyonu'nda bir toplantı düzenlenmesi konusunda mutabakata varıldı
15.Suriye konulu 22. toplantının 2024 yılının ikinci yarısında yine Astana'da yapılması konusu kararlaştırıldı