İran'ın Atom Enerjisi Kurumu yetkilileri ve UAEA Başkanı İsfahan'daki görüşmelerin ardından yaptığı açıklamalar diplomasiyi yeniden vurgularken iki önemli noktaya işaret ediyor; Birincisi, Mart ayı açıklamasının işbirliğinin temel çerçevesini oluşturması ve yeni bir belgeye ihtiyaç duyulmaması, ikincisi ise iki taraf arasındaki gelecekteki etkileşimleri yeniden tanımlama girişimi.
tr.arannews:Tesnim Haber – İsfahan, yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla Nükleer Bilim ve Teknoloji alanında ilk uluslararası konferansa ev sahipliği yaparken Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Grossi'nin katılımı bu toplantının önemini iki katına çıkarırken diğer yandan herkes İran ile UAEA arasındaki ilişkilerde yeni adımlar atılmasını ön gördü. Ayrıca bu ziyaretin ve ihtilaflara ilişkin tartışmaların İran ile UAEA arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından iyi bir fırsat olabileceği önceden öngörülüyordu.
Bu çerçevede Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammad İslami, UAEA Başkanı Rafael Grossi ile bir araya gelerek aralarındaki bazı konuları görüşmek üzere bu görüşme fırsatını değerlendirdi.
Bu toplantının bitiminden sonra her iki taraf ortak basın açıklamasında bulundular. Açıklamanın satır aralarında, iki tarafın işbirliğine yeniden vurgu yaptığına ve nükleer belgelerle ilgili diplomatik sürecin yeniden canlandırıldığına işaret edildi.
Rafael Grossi gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: Şu anda hassas bir süreçten geçiyoruz. Dün gece ve bugün ortak adımlar atmak için yoğun istişarelerde bulunduk. Bir yıldan fazla bir süre önce, gelecekteki yolu tanımlamak için bir bildiri yayınlama konusunda anlaşmıştık; bu belge (Mart 2023 belgesi) önemliydi. Belgede ayrıca geri kalan sorunların çözümü için gerekenlere değiniliyor ve tarafların atması gereken ek adımlar belirleniyor.
Grossi, İran'la iş birliğinin sürdürülmesi yönünde önerilerde bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: Eksikliklere rağmen gerekli adımlar atılmış olup belgenin hükümleri geçerlidir. Operasyonel adımları atmamız gerekiyor ve ben de İran'a teklifte bulundum. Tarafların ekipleri ayrı bir toplantıda ek adımları tanımlıyor.
Grossi'nin sözlerinden anlaşıldığı üzere kendi bünyesinde ve bu örgütün İran'la işbirliği sürecinde ABD ve Siyonist rejimin siyasi baskısı altında kalan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, birçok müzakere sonrasında elde ettiği Mart belgesini bir kez daha ele alıyor, Sorunları çözmek için yeterli güvenilirliğe sahip olduğu için tekrar anlaşmaya dönmeyi talep ediyor. Bu şekilde UAEA, İran'ın barışçıl nükleer programını izlemeye devam etmeyi ve bu konudaki düğümleri ve kalan soruları çözmeyi amaçlamaktadır.
Grossi'nin ifadesindeki bir diğer nokta ise yeni bir belgenin bulunmadığı ve yalnızca önceki işbirliği sürecine dönüş konusunda mutabakata varıldığıydı. Ancak bu konudaki açıklamalarına devam ederken şunları söyledi: Amacımız yeni bir belge çıkarmak değil, esasımız Mart ayı belgesidir. Bunlar attığımız operasyonel adımlardır. Ortak bildiri kalan sorunları çözebilecek kapasiteye sahiptir. Ortak bildiriyi uygulamaya yönelik somut ve operasyonel adımlar üzerinde anlaştık.
Grossi'nin bu yaklaşımı, İran alanında çalışan uzmanların bu gezinin, bölgedeki gelişmeler ve koşullar, İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansın arasındaki ilişkiler ve Ajansın İran'ın barışçıl nükleer programına karşı olduğu iddiaları göz önüne alındığında ayrı bir önem taşıdığını dile getirmesinin bir teyidiydi. Bu gezi Teknik bir yaklaşımla, siyasi konular gündeme gelmeden Ajansın İran'a yönelik yapıcı olmayan sürecinin düzeltilmesine ve iki ülke arasındaki işbirliğinin artmasına yol açabilir.
Geçtiğimiz yıllarda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı, İran'ın kurumla yoğun işbirliği yapmasına ve bu kuruma denetim için erişim izni vermesine rağmen, İran'ın barışçıl nükleer programına karşı siyasi iddialarını tekrarlayarak Yönetim Kurulu'na sunduğu üç aylık raporlarda dile getirmiş ve medyayla yapılan röportajlarda da bunlar gündeme gelmişti.
Grossi'nin geçen yılın Mart ayında Genel Kurula sunduğu son üç aylık raporda, genel siyasi yaklaşımı belirgindi; İran'ın bu kurumla işbirliğini azaltmasını eleştirirken, iki mekanın güvence ve şartlarının sağlanması ve 3.1 kodlu değişikliğin durdurulması gibi önceden dile getirilen iddiaları tekrarlamıştı.
Ancak İsfahan toplantıları bir dönüm noktası olarak, her iki taraf yetkililerinin İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki gelecekteki etkileşimlerin yeniden tanımlanmasına vurgu yapması olarak değerlendirilebilir.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami de bu basın toplantısında aynı doğrultuda vurgu yaparak, Mart ayı açıklamasının gelecekteki etkileşimlerin aslı ve temel taşı olduğuna işaret etti: Bazı sorunlar nedeniyle iki taraf arasındaki hareketler ve etkileşim süreci yavaşladı, ancak bugün ortak açıklamayı (Mart açıklaması) inceledikten sonra bu temel çizgiyi sürdürmeyi umuyoruz.
İslami şöyle devam etti: Görüşmelerimizin ilk bölümünde PMD başlığı altında JCPOA çerçevesinde kapatılan geçmiş davalar yer almakta olup, siyasi ve çevresel konularla dolu olup, her zaman kendi gereklilikleri ile takip edilmekte ve diğer bölümlere yayılmaması gerekmektedir. Bu bölümde önemli olan tartışma konusu olarak 4 mekanın ele alınması meselesi vardı ki çok şükür bunlardan iki mekanın konusu kapandı ve diğer iki mekanda da çözüm odaklıyız.
İslami şöyle devam etti: İkinci bölüm ise mevcut durumla ilgili olup, güvenlik önlemleri ve NPT ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın değerlendirmeleri çerçevesinde, var olan eksikliklere ve beklentilere yönelik ortak ve koordineli tedbirler almamız gerektiğidir.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı konuşmasının devamında: ‘Üçüncü bölümde ise geleceğe yönelik adımlar ve karşılıklı beklentiler ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı’nın çoğunlukla siyasi olan engellerin kaldırılmasında etkili olan rolü yer almaktadır.
Bunun sürecin bir başlangıcı olduğuna vurgu yapan Muhammed İslami şunları vurguladı: Bu üç bölümün taslağını hazırlamak için her iki tarafın temsilcilerinin bu üç bölümün zaman çizelgesi ve maddeleri üzerinde görüşmesi gerektiği konusunda anlaştık.
İran'ın düşmanlarının, özellikle de ABD ve Siyonist rejimin sabotaj sürecini sürdüreceğini dile getiren İslami, şunları söyledi: Bir diğer önemli husus ise nükleer programa karşı Siyonistlerden kaynaklanan düşmanca eylemlerin iki taraf arasındaki etkileşimi etkilememesine dikkat etmektir.
Genel olarak, konferansın teknik ve bilimsel boyutundan ayrı olarak, UAEA’nın nükleer programa yönelik siyasi yaklaşımlardan uzaklaştırılması ve işbirliği sürecine geri dönülmesi amacıyla müzakerelerin sonuçlandırılması, İran İslam Cumhuriyeti açısından diplomatik bir başarı olarak değerlendirilebileceğini söyleyebiliriz.