tarih : 2024 Tuesday 04 Jun
şifre 46274

Bakıri: İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler doğru yolda

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Vekili, Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında, İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin doğru yolda olduğunu belirtti.
tr.arannews:Tesnim Haber - İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri, Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: Cumhurbaşkanı Reisi ve arkadaşlarının şehadeti ile yaşanan büyük üzüntümüzde bizimle dayanışma içinde olan bu ülkenin milletine ve hükümetine şükranlarımı sunmak için Lübnan'a geldim.
Bakıri şöyle devam etti: Kendi adıma ve Dışişleri Bakanlığı ile İran hükümeti ve milleti adına Seyyid Hasan Nasrallah'a annesinin ölümü nedeniyle başsağlığı dileklerimi sunuyorum.

İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilere ilişkin bir soruya yanıt veren Bakıri, İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin doğru yolda olduğunu söyledi.

İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin resmi olarak yeniden başlamasından bu yana her iki tarafın da birbirleriyle işbirliği yönünde ciddi, aktif ve etkili adımlar attığına dikkat çeken Bakıri bu kritik dönemde İran ve Suudi Arabistan'ın etkileşim ve iş birliği yoluyla istikrarlı bir bölgeye sahip olma konusunda ciddi bir iradesi olduğunu belirtti.

Bakıri, iki ülke arasında Filistin konusunda iş birliğine ilişkin şunları söyledi: Her iki taraf da Siyonistlerin başlattığı cinayetleri ve soykırımı durdurmak ve Filistin halkına destek olmak için bugün etkili ve sonuç verici tedbirlerin alınması gerektiğini vurguluyor.

Ali Bakıri’nin Biden'ın ateşkes planına tepkisi

İran Dışişleri Bakan Vekili, Biden'ın ateşkes planına ilişkin ise şunları söyledi: ‘Sahadaki direniş, Filistin konusunda karar alabilecek olgunluğa sahip olduğunu kanıtladı. Direniş, Siyonist saldırıların tamamen durması, işgalci güçlerin Gazze'den çekilmesi ve Gazze halkının insani yardıma ulaşması halinde bu siyasi yolda ciddi bir şekilde ilerlemeye hazır olduğunu defalarca ifade etti. Birkaç ay önce Siyonist rejim ile bazı ülkeler arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusu tartışılırken, Siyonist rejimin dünya ülkeleri arasında anormal bir durumu yoktu.

Eğer Siyonistlerin ve destekçilerinin potansiyeli varsa yapabiliyorsa, diğer ülkelerin de Siyonist rejimle ilişkilerini kesmemeleri için çabalasınlar. Siyonist rejim ve Amerikalılar eğer yetenekleri varsa, rejimi soykırımla suçlayan ve bu rejimin yetkililerinin tutuklanmasını emreden uluslararası kararları engellesinler!’

Normalleşme iddiaları İsrail'in başarısızlığını telafi etmeye yönelik başarısız bir oyundur

Bakıri şunları söyledi: Bugün Siyonistlerin hiçbir toplumda otoritesi ve meşruiyeti yoktur. Bugün dünya insanları Siyonist rejimin çocuk öldüren bir rejim olduğunu biliyor, dolayısıyla bu tartışmalar rejimin ve destekçilerinin başarısızlığını telafi etmek için yapılan başarısız bir oyundur.

Bakıri gerçekleştirdiği Lübnan ziyaretine ve bu ziyaretin hedeflerine ilişkin şunları söyledi: ‘Siyonist rejimin Gazze'yi işgalinin başlangıcından bu yana İran, rejimin Gazze'deki soykırımı durdurmak zorunda kalması için her zaman rejimin cinayetlerine karşı önlem almaya çalıştı.

İran’ın şehit Dışişleri Bakanı'nın aralıksız çabaları ve farklı ülkelere yaptığı sayısız ziyaretler, Gazze'deki soykırımların durdurulması ve Filistin halkının desteklenmesine yönelikti.

Bugün Lübnanlı yetkililerle yaptığım görüşmelerin gündeminde Siyonistlerin özellikle Refah'ta işlediği cinayetlerin durdurulması konusuna değinildi ve İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlarının olağanüstü bir toplantı gerçekleştirmesi üzerinde duruldu.

Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde bazı İslam ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla görüştüm, bugün de Lübnan'daki üst düzey yetkililerle bu konuyu görüştük, onlar da aynı fikirde.’

İran ile ABD arasında Umman'da yapılan dolaylı görüşmelere ilişkin bir soruya yanıt veren İran Dışişleri Bakan Vekili şöyle konuştu: Müzakere taraflarıyla müzakereleri her zaman sürdürdük ve herhangi bir kesinti yaşanmadı. Zira İran, pozisyonunu açıklamak, yanlış anlaşılmaları gidermek ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için her zaman müzakere masasında yer almış ve İran milletinin çıkarlarını otoriteyle savunmuştur.’

O sözlerine şöyle devam etti: İsrail'in aklı varsa Lübnan'ın güçlü direnişiyle bir çatışmaya girmez.

Bakıri, Biden'ın planına ilişkin olarak sözlerine şöyle devam etti: Kendileri Siyonist rejimin en büyük destekçisi olan Amerikalıların, sekiz ay sonra soykırımı durduracak bir mekanizmayı düşündüklerini iddia etmeleri bizzat bu durum bile Amerikalıların bu planı sunarken ne kadar dürüst olduklarını gösteriyor!

Bakıri, Savaşın Siyonist rejim tarafından Lübnan'a genişletilmesi ihtimaline ilişkin ise şunları söyledi: Şu gerçeği her zaman akılda tutmak gerekir ki, Siyonistler Amerika'nın da desteğiyle kuşatma altındaki bölgede sekiz aydır çaresiz durumdalar ve bataklıktan çıkmak için bahane arıyorlar. Bu nedenle Lübnan topraklarını işgal etmeyi ve Lübnan'ın güçlü direnişiyle çatışmalara girmeyi asla düşünmemeli ve bunu akıllarından çıkarmalıdırlar. Bataklığa düşen rejimin aklı varsa Lübnan'ın güçlü direnişiyle asla çatışmaz.

İran'ın değişmez tutumu Lübnan'daki altın denklemi desteklemektir

Bu İranlı diplomat, Lübnan Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeler ve Lübnan’ın güneyi ve buradaki halkın durumu hakkında şunları söyledi: Bölge ülkelerindeki sürekli direnişin Siyonistlerin bölgede işlediği cinayetlerinin bir sonucu olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz.

Gazze'de sınırlı ateşkes ilan edilince bölgedeki bazı direniş cepheleri durduruldu. Dolayısıyla bölgedeki direniş cephelerinin birbiriyle bağlantılı olması ve Gazze'nin bu konuda merkez olması, bu fitnenin köklerinin söndürülmesi halinde diğer direniş alanlarının yönetilmesinin de kolaylaşacağını gösteriyor.

İran'ın istikrarlı, tarihi ve net konumu, Lübnan ordusunun, milletinin ve sevgili Lübnan halkının Siyonist rejimin saldırganlığına karşı direnişinin altın üçgenini destekledi ve destekliyor.

Bakıri, Siyonist rejime karşı direniş cephelerinin cevap verme sürecindeki gelişmeyi şöyle anlattı: Filistin milleti 75 yıldır toprağını ve kaderini savunuyor ve bu her milletin hakkıdır. Bu nedenle, Gazze'nin mazlum halkına destek amaçlı dirençli ve kapsamlı direniş hareketi, bölgesel düzeyde bir savunma hareketidir. Bölgede yaşananlar, bölge halklarının Siyonist rejimin komplolarına karşı bilinçli olgunluğunu gösteriyor. Devrim Lideri’nin Amerikalı öğrencilerin uyanış hareketine ilişkin olarak yakın zamanda yayınladığı bir mesajda vurguladığı gibi, bugün direniş küresel bir boyut kazanmıştır.

Bakıri yurt dışı ziyaretleri kapsamında ilk ülke olarak Lübnan'ı seçmesinin nedenini ise şöyle anlattı: Çünkü Lübnan Siyonist rejime karşı direnişin beşiğidir ve İran'ın Lübnan'la ilişkisi tarihi köklere dayanıyor. Lübnan'ı ilk ziyaret noktası olarak seçmek, İran'ın ülkeleri cinayet ve soykırıma karşı kararlı bir şekilde desteklediğini göstermek için güçlü bir seçim.

İran Dışişleri Bakan Vekili, İslam İnkılabı Lideri'nin Amerikan ateşkes planına güvenilemeyeceğine ilişkin açıklamalarına dair ise şunları söyledi: Gazze halkının katledilmesinde Siyonist rejimin desteklenmesinde en büyük rolü oynayan ve halen bu rejime yardım etmeye devam eden hükümet, ateşkes isteğinde dürüst değil. Eğer Amerikalılar dürüstse, ateşkes planlamak yerine, Siyonist rejime yapılan yardımı kessinler ki bu ameli bir ateşkes ilanı demek olur çünkü Siyonist rejimin öldürecek silahları olmayacaktır.

Bakıri: İran bölgede güvenliğin; Siyonist rejim ise bölgede güvensizliğin kaynağı

Bakıri şöyle devam etti: İşgalin ve saldırganlığın devam etmesi işgalciye meşruiyet getirmez. Onlarca yıl sonra pek çok ülke İran'ın bu akıllı siyasetine yani tek yolun direniş olduğu fikrine vardı. Çok da uzak olmayan bir gelecekte aynı ülkeler, saldırgan Siyonist rejimin hiçbir meşruiyeti olmadığı sonucuna varacaklar. Güvenli ve istikrarlı bir bölge için bölge ülkeleriyle iyi ve samimi ilişkilerimiz var. Bölgedeki güvensizliğin temel nedeni saldırganlık ve işgaldir. İran bölgede güvenliğin teminatıdır ve Siyonist rejim ise aksine bölgede güvensizliğin kaynağıdır.

Biz komşuluk ve bölge politikasına bağlıyız. Merasimler sırasında ülkelerin kendi heyetlerini şehitleri anmak üzere göndermeleri İran'ın dürüstlüğünü tüm bölge ülkeleri açısından açıkça ortaya koymaktadır ve bu, İran'ın bölgedeki istikrar ve barışın ana ayağı olduğunun güçlü bir işaretidir.

Gerçek Vaad operasyonu, İran'ın bölgedeki istikrarsızlık unsurlarıyla yüzleşmek için gerekli yeteneğe sahip olduğunu ve kendi kapasitelerini iyi ve akıllıca kullandığını herkese kanıtladı.’

Ali Bakıri, nükleer mesele ve İran müzakerelerine ilişkin şunları söyledi: ‘Müzakerelere ilişkin olarak İran her zaman pozisyonlarını açıklama iradesinin yanı sıra olası yanlış anlamaları çözme ciddiyetine ve istikrarlı bir anlaşmaya varma yönünde ciddi iradeye sahip olmuştur. Şu anda müzakere süreci devam ediyor, mesaj alışverişi ve istişareler devam ediyor, İran da bu yolu ciddi bir şekilde sürdürüyor.

Elbette Batı tarafı, özellikle Gazze savaşı ve Aksa Tufanı operasyonu sonrasında bölgede yaşanan sınavdan başı dik bir şekilde çıkamadı. Tavsiyemiz artık fırsatları kaçırmamaları ve atılması gereken adımları atmalarıdır.’

Son olarak Lübnanlı yetkililerle yaptığı görüşmelere değinen Bakıri şunları söyledi: Lübnan'a geldiğimde Lübnan'daki farklı partilerle görüştüm, daha sonra size arz edilecek.

 

  • yazılmış
  • ...de 2024 Tuesday 04 Jun
  • tarafından رضا رستمی