tr.arannews:iesnim haber-Dün gece İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Başkanı Muhammed İslami, katıldığı bir televizyon programında nükleer enerjinin kapasitelerini ve insanların yaşamlarındaki etkilerini anlattı İslami İran'ın neden nükleer enerjiye yöneldiği sorusuna şöyle yanıt verdi: Bilim güçtür ve tarih boyunca İranlılar bilimin üreticileri ve öncüleri olmuşlardır. Müstekbirlerin etkin olduğu 20-30 yıllık tarih boyunca ülke aynı özgüven ve öncü güçle ayakta kaldı. Artık teknolojik büyüme hızlandı ve insanların yaşamlarını ve ekonomiyi etkiledi. Havacılık, nükleer, nano teknoloji, biyoteknoloji ve enformasyon teknolojisi her zaman müstekbir sistemin sultasında olmuştur. Bu gücü doğuran bir şey. Bunlar tekeldedir ve kalkınmanın itici güçleridir. Bu nedenle bizim gibi ülkelere ulaşmasın diye kontrol ediyorlar. Nükleer enerji tüm bu bilimlerde etkilidir. Kimse bu alana dokunmasın diye nükleer enerjiyi sadece bomba olarak yansıtıyorlar.
İslami şunları ekledi: Önerdikleri ikilik, dualite bir yaklaşımın sonucudur. Filistin'deki olaylara bakın, insanlar öldürülmüyor mu? Kadınlar ve çocuklar öldürülmüyor mu? Ama tahakküm sisteminin yöneticilerinden biri hiç rahatsız olmuyorlar ve kınamıyor. Daha birkaç gece önce rejim bir ülkenin tüm güvenlik altyapısını yerle bir ederken, Amerikalılar İsrail'in sınırlı bir operasyon yaptığını söylüyor! Amaçları egemenliklerini sürdürmek için milletleri boyunduruk altına almaktır. İran'a baskı uygulayarak ve şeytani araçlarla bizi durdurmak ve kendi anlatılarını yerleştirmek istiyorlar.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı şöyle devam etti: Yaptırımların ekonomik bir amacı yoktu, ancak toplumumuza kendi anlatılarını empoze etmek için bu ikilikleri yoğunlaştırmaya çalışıyordu. Bu onların kendi politikalarını ilerletmek için kullandıkları hile ve araçtır.
Ajansın barışçıl nükleer teknolojiyi tüm ulusların kullanımına kolaylaştırmak, desteklemek ve sunmaya çalışmak gibi bir görevi olduğunu ifade eden İslami: ‘Neden bize engel oluyorlar? Çünkü ABD Kongresi ajansı kendi amaçları doğrultusunda kullansın diye onların yasasını uygulamak istiyorlar. ABD Kongresi'nin kanunu, uranyum zenginleştirme, kullanılmış yakıtın ve ağır suyun yeniden işlenmesine dünyada hiç kimsenin yanaşmaması gerektiği ve eğer bu alanda çalışmak istiyorlarsa Amerika ile bir sözleşme yapmaları gerektiğini ve süreci Amerika’nın belirlemesi gerektiğini belirtiyorlar’ ifadelerini kullandı.
İslami şunu vurguladı: Uranyumun sahip olduğu saf enerji ve gücü kullanmak her milletin hakkıdır ve Kurumun kanunu da bunu açıkça vurgulamaktadır ancak bunlar bizim gibi ülkeler için geçerli saymıyorlar. Uranyumdan yapılmış bir nükleer yakıt peleti yaklaşık 481 metreküp termal enerji üretir. Eşsizdir ve sürekli olarak yenilenebilir bir rezervdir ve güç yaratır. Aynı zamanda tıpta, tarımda ve endüstride de uygulamaları vardır.
İslami şunu kaydetti: Bu müstekbir sistem, devrim karşıtı sistemin ve Siyonist rejimin çabalarıyla İran milletine karşı yaygara çıkarttı ve bize yıllarca yaptırım uyguladı. Yaratılan bu ikiliğin gerçeğini hiçbir zaman söylemiyorlar ama o sahte anlatıyı kullanarak İran toplumunu ve dünyayı İran'ın yasa dışı bir şey yaptığı yönünde kışkırtıyorlar.
Başkan yardımcısı ayrıca nükleer enerji hakkında şunları söyledi: Geçen yıl Buşehr nükleer santrali şebekeye 7 milyar 474 milyon kilovatsaat elektrik sağladı. Bu nükleer santralden ürettiğimiz elektriğin kilovat başına maliyeti 890 Tümen. Bu elektriğin fiyatı. Nükleere yönelen bir ülkenin sistemleri ve verimliliği diğer alanlarla karşılaştırılamaz. Nüklere girmek, endüstriyel malzemelerinizi işleyebileceğiniz endüstriyel gücün zirvesinde olacağınız anlamına gelir.
Muhammed İslami şöyle devam etti: Artık elektrik üretecek faal bir elektrik santralimiz var ve ne yazık ki Hazreti Ağa'nın doksanlı yıllardaki 20.000 megavatlık elektrik üretimi emri dış engeller nedeniyle yerine getirilemedi. Şimdi 20.000 megavat hedefledik ve projeler oluşturuldu ve Buşehr sahasında iki yeni ünitenin inşası sürüyor. Huzistan, Hürmüzgan, Sistan ve Belucistan ve Gülistan'da başka projeler üzerinde çalışıyoruz.
İslami ayrıca şunları söyledi: Hafif su reaktörümüz var ve onun işi araştırma. Bu reaktör Amerikalılar tarafından tasarlandı ve Amerikalılar İran'dayken inşa edildi. Amerikalılar tarafından yakıt olarak biliniyordu ve %90'dı. Amerikalılar daha sonra gelip engellediler ve izin vermediler. Eğer kendimizi zenginleştirmeseydik ve bu reaktörün yakıtının yüzde 20'si gençler tarafından üretilmeseydi, onu devreye sokamazdık ve bu reaktör de arızalanırdı. Bu sayede radyofarmasötik ürettik ve 13 yıldır radyofarmasötik üretiminde dünyanın gerisinde kalmadık. Her yıl bir milyon kişi bu hizmeti kullanıyor. Yılda en az 50 milyon dolar, bu radyofarmasötik ilaç için insanlar tarafında ödenmek zorunda olan bir paraydı. Bu hizmet zenginleştirme endüstrimiz tarafından yapılmaktadır.
Muhammed İslami: Bugün dünyada ilk ülkeler arasında yer alıyoruz ve yabancı yayınlar İran'ın radyofarmasötik konusunda bilginin sınırında hareket ettiğini, etkinliğinin ve etkilerinin günümüz standartlarına uygun olduğunu belirtiyor. Şu anda ülkede 64 çeşit radyofarmasötiğin dağıtımını yapıyoruz. Bu, nükleerden oluşturulmuş bir hizmettir’ ifadelerini kullandı.
İran Atom Enerjisi Kurumu başkanı gıda ışınlama alanı ile ilgili şunları söyledi: Gıda Işınlama konusunda; tarım ürünlerinde kalan zararlılar ortadan kaldırılmakta ve toplum sağlığına etki etmektedir. İkinci nokta ise atıkların uzaklaştırılmayıp döngü içerisinde kalması ve ülke ekonomisine etki etmesidir.
İslami, üretilen ağır su ve özellikleri hakkında da şunları söyledi: Müstekbir sistem ağır suyu ortadan kaldırmak istiyordu. Bugün onların ifadesine göre İran'ın ağır suyu dünyadaki en kaliteli ağır sular arasında yer alıyor. Her kilo yaklaşık 1000 dolar değerinde. Ağır sudan ürettiğimiz metanolün ton başına maliyeti bir milyon iki yüz bin dolar. Ağır sudan ürettiğimiz diğer bileşen ürünleri tıp ve farmasötik sistemde bir devrim yarattı. Tüm tarama cihazları için de gerekli olan oksijen-18'i üretiyoruz.