Tebriz gezisi sırasında Güzel Sanatlar Üniversitesinde 40 farklı ülkenin katılımı ile düzenlenen sergiyi ziyaret ettik.
Aran Haber Agency: Bir sanat, kültür şehri olan Tebriz’de 40 farklı ülkenin sanatının ve kültürünün kaynaştığı bir sergiyi ziyaret ettik.
Yoğun bir katılımın bulunduğu sergide 40 farklı ülkenin sanatçılarının elinde hayat bulmuş sanat eserleri sergilenirken, bir taraftan da bazı stantlarda sanatçılar katılımcıların gözü önünde eserlerini ortaya koyuyorlardı.
40 farklı ülkenin yer aldığı sergiye 4 büyük salonda yer verilmiş ve her ülkenin stanttı için mütercimler görevlendirilmişti. Ziyaretçiler, mütercimler aracılığı ile stant temsilcilerine ve ustalara istedikleri soruları sorup, sohbet etme, o ülkeyi tanıma fırsatını elde ediyorlardı. Böylece dillerini bilmediği ülkeleri, hem sergilenen sanat eserleriyle hem de kısada olsa ustalarla yapılan sohbetlerle tanıyorlardı.
Bu kadar farklı ülkenin sanat eserlerini, kültürlerini bir arada görmek büyük bir şans olsa gerek. Aynı anda, aynı binanın içinde küçük bir dünya turu yapma fırsatı sağlayan bu sergi aynı zamanda kültürlerin tanışmasını, kaynaşmasını da sağlıyordu. Her stantta farklı bir hikaye, farklı bir kültürle karşılaşıyor insan sergilenen eserlerin diliyle. Stant görevlileri, ustalar eşliğinde gelen ziyaretçileri içtenlikle karşılayıp, ürünlerin tanıtımını yapıp hikayesini anlatıyor, böylece ziyaretçileri; kendi kültürlerine, kendi diyarlarına götürüyorlardı.
Köklü bir geçmişe, medeniyete sahip İran’ın farklı bölgelerinden sanat eserleri sergilenirken, dünyada ünü duyulmuş meşhur Tebriz halıları da sergide yerini almıştı. Halı ustası büyük bir özenle renk cümbüşünden oluşan halıyı ilmik ilmik dokurken, ziyaretçiler büyük bir heyecanla sanat şaheserinin ortaya çıkışını izliyorlardı. Halı ustasının her ilmiğinde Tebriz’in; bir tarihi, bir hikayesi yatıyordu. Usta sanki ipleri değil Tebriz’i dokuyordu.
Sergi gezisi sırasında Türkiye’nin standına denk geldik. Kütahya’dan gelen çini sanatçısı Mehmet Yıldırım çark torna ve boyama sanatı ile Türkiye’yi temsilen eserlerini görsel bir şov içerisinde ortaya koyuyordu. Çini sanatının İran’dan bize geldiğini ve bizim çini sanatını dünyada önemli bir noktaya taşıdığımızı söyleyen Yıldırım, bu tarz etkinliklerle mektepli ve alaylı sanatçılar arasında köprü kurulduğunu söyledi. Yıldırım, seramik ve boyama sanatı eğitimi alan üniversiteli gençliğin uygulamada sorunlar yaşadığını dile getirerek, bu durumun sanatın geleceğini tehlikeye attığını ve bunu önlemenin yolunun da alaylı ustalara gereken değerin verilmesini ve alaylı ile üniversitelinin buluşması ile ortak çalışma yapmasıyla olacağını belirtti. Çini sanatçısı Ahmet Yıldırım, bu sergi kapsamında üniversiteli öğrencilerle buluşma fırsatı yakaladığını, bilgi alışverişinde bulunduğunu ve çini ustalarının şehri Tebriz’i görmekten duyduğu mutluluğu ifade etti.